Selam sana Başbuğ'um, yüz yaşın kutlu olsun;
Mekanın Cennet olsun, ruhun huzurla dolsun.
Sen gideli burada çok olaylar yaşandı,
Devlet yirmi yıl sonra mirasından boşandı.
Oturmayı çok sevdi, gitmez oldu bir yere;
İktidara yamandı, tavizler vere vere.
Önce hesap istedi, sonra vazgeçti birden;
Bize karşı hitabı, acı çıktı zehirden.
Türklüğü çiğneyenle şimdi sırdaş oldular,
Parlamenter sistemi tavuk gibi yoldular.
Yol vermedi gençlere, susturdu ozanları.
Partiden bir bir attı, gerçeği yazanları.
En baba yiğitleri, Rahşan'a feda etti;
Türklük kurultayıyla toylara veda etti.
Kendini seçenleri, uzaktuttu yanından;
Devşirdiğ tipleri üstün tuttu canından.
İstişare, danışma, muhabbet size ömür;
Salı konuşmasında atmakta bize çamur.
Sana duyulan vefa, onu iktidar yaptı;
Ama Başbakanlığı daha ilk anda tepti.
İktidar istemedi, Hareket'i durdurdu;
Gereksiz salvolarla gönülleri kırdırdı.
Kurultay isteyeni ihraçlarla susturdu,
Samimi ülkücüyü, dışlayarak küstürdü.
Şimdi muhalefette iktidarın kankası,
Meclis'te muktedirin yedek destek bankası.
Kurultaydan kaçarak Hareketi bitirdi,
Ülkücü iradenin güvenini yitirdi!
Bin dokuz yüz doksan beş yılında sana gelen,
"Emrindeyim Başbuğ'um!" Diyerek tekmil veren;
Meral, yeni bir parti kurarak çıktı yola;
Kalanlar nerde dersen, iktidarla kol kola.
İşte böyle Başbuğ'um, mirasın pare pare;
Biz gerçeği söyleriz, dokunur zülf-i yâre.
Şimdilik durum budur, selam saygı muhabbet;
Ülkümüz gönüllerde kalacak ilelebet.
Senin kutlu yolunda Allah bize yâr olsun,
Kıyamet kopana dek Türk milleti var olsun.
25.11.2017 F. KARATEPE