"Hindu inancına sahip iki derviş, hızlı akan bir nehirden geçmek zorunda kalmışlar. Nehrin kıyısında bekleyen genç bir kadın varmış. O da nehirden geçmek istiyormuş. Ama kendi gücüyle geçmesi mümkün değilmiş.
Dervişlerden yardım istemiş.
Oysa dervişlerin hiçbir kadına dokunmaması gerekiyormuş!
Kadının teklifini, dervişlerden biri olumlu karşılamış. Diğeri, arkadaşına kızmış. Ne var ki kadını karşıya geçirmek isteyen derviş, yardımdan vazgeçmemiş. Kadını omzuna alarak nehre girmiş. Üçü birden karşıya geçmişler. Karşı kıyıda kadını omuzundan indirmiş. Kadın teşekkür edip ayrılmış.
Dervişler başbaşa kalınca, kadını geçirmek istemeyen derviş arkadaşını bir kez daha eleştirmiş.
Yola devam etmişler. Bir daha eleştirmiş.
Hayli ilerledikten sonra bir kez daha suçlamaya kalkınca, kadını nehirden geçiren derviş demiş ki:
- Yahu sen halâ nehirde misin? O kadından uzaklaşamadın mı bir türlü?"
Nasıl? Size de tanıdık geliyor mu bu yaklaşım?
Bu bağnazlık!
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!