1976 yılı Mart ayında Lise öğrencisi iken Meydan Gazetesi'nde "gazete dağıtarak" başladığım gazetecilik hayatıma, Hizmet, Üniversite yıllarında İzmir'de Tercüman, Hürriyet, Milliyet, Günaydın, üniversite sonrası Olay gazetesi, Yeni Haber Gazetesi ve son olarak Kulvar Gazetesi ile emekli olmama rağmen halen devam ediyorum.
Dile kolay 42 yıl.. Yağmur, Çamur, Toz, Toprak demeden siyasilerin peşinden, cinayetlerde, intiharlarda ve haber olacak her türlü olayın peşinden koştum.
Yıllarca yönetici, Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptığım sürede "Gazeteci olmak istiyorum" diyenler de ışık gördüğümde ellerinden tuttum. Bugün nice basın mensubunun yetişmesinde emeğimin olduğunu, (son beş yıllık dönem haricinde;) bugün basın ve medya kuruluşlarının temel direği olan meslektaşlarımın bugünlere gelmesinde emeğim vardır. Kimisini temelden alarak mesleğe kazandırdım. Kimisinin ise, alt yapıları olduğundan önlerini açarak bugünlere gelmesinde ön ayak oldum.
Bazı meslektaşlarım iyi bilirler ki, kendileri için patronlar ile hep didişmişimdir. Basın çalışanlarının haklarını koruyabilmek, yaptıkları işleri güvenle yapmalarının kapılarını açtım sanıyorum.
Bir ara Radyoculuk da yaptık. Denizli'nin en sevilen radyolarından Flash Radyo'yu kurduk. O kadro ile Denizli'de ilk kez siyasi haberleri, siyasi yorumları yaptık. İlk canlı yayınlar ile Talksowlar hazırladık. Denizli'nin siyasal, ekonomik ve kültürel yapısını sesli dünyaya taşıdık. Bugün o kadroyu özlüyorum..
Yerel televizyonlarımızda programlar yaptım. Denizli'nin en çok ses getiren programlarından birisi olan Muhammed Karaçay ile birlikte hazırladığımız "Şeytan Pazarı" ile, insanlarımızın dertlerini, ilimizin siyasetini cama canlı taşıdık. O kadar ki, bu programın önünde hiçbir program duramadı.. O günleri hatırlayanlar bu tatlı rekabetin ustaların elinden çıktığını bilirler.
42 yıllık meslek hayatımın içerisine üç ayrı değerli ve saygıdeğer Belediye Başkanımın yanında basın danışmanlığı, Basın ve Halkla İlişkiler sorumluluğu görevini yürüttüm. Hepsinde de başarılı olduğumu sanıyorum.
Bu dönem içerisinde o kadar çok olayla karşılaştım, öylesine röportajlara ve haberlere imza attım ki, hala eskilerin zihinlerinde yerini almıştır. Günü geldiğinde 42 yıllık meslek hayatımı kaleme almayı düşünüyorum.
Bir arkadaşım, beni eskilerden tanıyan bir kişi ile sohbet ederken, ismim geçince o kişi "Bırak İmamoğlu'nu" deyince; arkadaşım, "Hayırdır abi, ne kuyruk acın varda böyle konuşuyorsun. İmamoğlu haberini mi yaptı?" dediğinde; o kişi susmak zorunda kalmıştır. Çünkü bilirler ki, sonradan konuşulması gereken konuyu, önceden konuşarak uyaran insanım. Hiçbir dost sohbetini köşeme, haberime almaz, dedi kodu yazmaktansa belgeli yazmayı tercih ederim.
Web siteleri kurulmaya başladığında pek çok arkadaşıma köşe yazılarım ile destek oldum. Kimilerini üzmüş, kimilerini kırmış, olabilirim. Bizim mesleğin kaderinde bu vardır. Ama kimsenin küsme lüksü yoktur. Çünkü eskiden maddiyat yüzünden o kadar çok kurum değiştirirdik ki, birbirimizin her zaman yüzüne bakmak zorunda olduğumuzu bilirdik.
Benim bulunduğum yerde mutlaka haber kokusu vardır. Bu yüzden çıraklar ellerinde fotoğraf makinası ile peşimden ayrılmazlardı.
Bir gazeteci olarak doğruları her zaman yazmak ve savunmak şiarım olmuştur. Bu yüzden, bunca emeğim geçen basın camiasında nedendir bilmem "sevilmeyen kişi" gibiyim geliyor bana. Herkes hakkını helal etsin.
Ve artık emekli oldum.. Eskisi gibi haber koklamak, haber yapmak yerine, yılların getirdiği köşe yazarlığımı kitaplar yazarak değerlendiriyorum. Bugüne kadar 15 kitap yazmama rağmen, (bir kaç kuruluş haricinde) basın kuruluşlarında yer verilmemesine çok üzülüyorum.
Bu vesile ile kalıcı kitapları kitaplıkların köşelerinde kaynak eser olarak yerini almasına çalışıyorum.
Tüm camiamızın insanlarına 42 yıllık kucak dolu muhabbetlerimle saygılar sunuyorum.