Merhaba değerli okurlar. Seçme yaşı daha önceden 18 yapılmıştı, eyvallah itirazımız olmadı. O da kendini yönetecek kişiyi kendisi seçsin dedik.
Ama seçilme yaşının 18’e çekilmesine itiraz ederim. Niye 18 yaşında bir genci askere bile almıyorlar. Henüz çocuk sayılır. İkincisi parası ya da siyasi çevresi, hatırı olmayan birinin çocuğu Millet Vekili olabilir mi, olur diyen parmak kaldırsın.
Üç Bu genç hangi siyasi tecrübe ve deneyimle ülke yönetimin de söz sahibi olacak. Dört 18 yaşında bir çocuk Üniversite öğrencisidir. Ha okuyupta ne yapacak diyen var ise bu tartışılır. Niye bizi yönetecek kişinin deneyim ve tecrübenin yanında bilgili de olması lazım.
Bu konu da aklıma geliverenler bunlar.
Şimdi bunlar üzerinde biraz düşünelim.
Yedi yaşında ilk okul 8 yıl sonra Lise 4 yılda o etti 12 yı artı 7 eşittir 19 yani Lise bittiğinde çocuk 19 yaşında. Yüksek okul, ünüversite okumalı mı bir çocuk elbette okumalı bu tartışılmamalı bile.
Gelelim lise altı kişilerin durumuna. Piyasa da 18 yaş altı nerede çalışır, ya sanayide, ya vasıfsız işçi çalıştıran fabrikalarda, ya da taşoronların aldığı ihaleli yerlerde basit işlerde.
Diyelim Devlet Memuru oldu.
Bu kişi Müdür, Genel Müdür falan olabilir mi ?
Bakıyorum herkes hayır diyor.
O halde peki siz bu genci seçtiniz Bakan, Parti Genel Başkan yardımcısı, Genel Başkan, Başbakan, Meclis Başkanı, Cumhur Başkanı falan yapacakmısınız koro halinde “hayır” ları duyar gibiyim.
Bakın size yaşanmış bir hikaye anlatayım.
Denizli’nin Tavas İlçesi’nin köylerinden birinde vatandaşın birini silahla vurmuşlar, ölmüş. Olay yerine gelen Cumhuriyet Savcısı ceset üzerinde inceleme yapıyor.
O sırada Köyün muhtarı gelmiş olay yerine.
Bakmış Savcı inceleme yapıyor. Çevresinde bir tur atmış savcının. Savcı da yine ses yok.
Savcıya illa ki gösterecek kendini. Hemen gidip savcının yanına çökmüş. Savcıdan yine ses çıkmayınca Muhtar “Anaaa, savcı bey, savcı bey, Allah gözünü korumuş. Az daha aşağıdan gelse kurşun, gözüne girecekmiş” DEMİŞ. Onun sözü üzerine savcı “Ula Muhtar sen ne diyosun. Adam ölmüş, Allah gözünü korusa nolur, korumasa n’olur” demiş.
Şimdi şu seçilme yaşı 18’e çekilse n’olur, çekilmese n’olur. Çekilirse şu olur, “Beşik ulemaları” olur Osmanlıda ki gibi. Adam Bakan yada vekilse oğlu’da Millet vekili olur. Yada İl Başkanı ise, Siyasi partide belli bir yerde ise yada parasal gücü varsa seçilir. Bu güne kadar gördünüz mü Siyasi partiler ne zaman Parti tabanının dediğini yaptı.
Yıl 2002 Genel seçim öncesi Ak partide ilk altı temayül yoklaması ile Millet vekillerini sıraladı, Birinci sıradaki kişi bırakın seçilmeyi ilk 6’ya bile sokulmadı. MHP Her seçim internet ortamında partililerine sıralama yaptırır, her defasında Genel Merkez belirler sıralamayı. Son yıllarda CHP tabanı dinlese de zaman zaman onlarda da yanlışlıklar ve Genel Merkez müdehalesi oluyor.
Diyorum ki ben, bırakın Millet Vekilliğini, Belediye Meclis üyesi bile olamadım. Benim çocuğum olabilir mi çok zor. O halde açıkçası seçilme yaşının 18’e çekilmesi sonuç olarak beni öyle çok da fazla ilgilendirmiyor.Bir başka yazıda buluşuncaya kadar, dudağınızdan tebessüm, yüzünüzden gülücük eksik olmasın.
Sadık DAĞDEVİREN
Gazeteci-Şair-Yazar-Araştırmacı
Egeli Araştırmacı ve Yazarlar Birliği Genel Sekreteri