BİLAL ERDOĞAN'DAN PROJELERİNİZİ TANITIN ÇAĞRISI

TAKİP ET

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, PAÜ'de "Öğrenci Destek Projeleri"yle ilgili yaptığı konuşmada, sivil toplum kuruluşlarıyla yakın çalışmalar yaptıklarını belirterek, proje araştırmalarına desteğe yönelik çalışmaların bulunduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi (CBİKO) koordinasyonunda Pamukkale Üniversitesi'nin (PAÜ) ev sahipliğinde 21-22 Şubat 2024 tarihlerinde Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Ege Kariyer Fuarı (EGEKAF), söyleşilerden panellere, sunumlardan eğitimlere toplam 124 etkinliğe ev sahipliği yapıyor.

 

EGEKAF 24'ün ikinci gününde İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, "Öğrenci Destek Projeleri" konusunda konuşma yaptı. Özay Gönlüm Salonundaki etkinliğe, Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi (CBİKO) Başkanı Doç. Dr. Salim Atay, PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan ile diğer protokol üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

 

BİLAL ERDOĞAN PANELDE KONUŞTU

 

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Erdoğan, eğitim hayatından sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalara kadar öğrencilere bilgiler aktardığı konuşmasında,2 8 Şubat sürecinde imam hatip lisesi mezunlarına katsayı uygulamasından dolayı ünivirsite eğitimini ABD'de yapmaya karar verdiğini kaydetti. Master yaparken evlendiğini hatırlatan Erdoğan, "22 yaşında evlendim. Erken olduğunu düşünüyorsanız, hiç erken olmadı. Evlenmeyi geciktirmek hiç akıllı bir hareket değil.

 

Ben bunu öğrencilerle konuştuğum zaman gençler diyorlar ki 'Nasıl evlenelim?' Daha çok anneler babalar zorlaştırıyor evlenmeyi. 'Oğlum askerliğini yap, üniversiteyi bitir, bir işe gir de ondan sonra bakalım', 'işte kızım acaba evleneceği çocuk askerliğini yapmış mı, bir işi var mı?' falan. Böyle böyle evliliğin geciktirilmesine bahaneler... Ne olacak bir öğrenci olarak bursla, harçla, şurada burara geçinip gidiyorsun. İki öğrenci yükü paylaş, emek ver, bu da mümkün. Ben evlendiğimde master yapıyordum. Eşim ABD'ye geldiğinde üniversiteye başladı. Beraber okuduk.

 

TÜRKİYE’DE MEMURİYETE GİRME GAYRETİ VAR

 

Amerika’da insanları "çalışırsan kazanırsına" çok motive ettiklerini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'de bambaşka bir profilin olduğunu, memuriyete girme gayretinin olduğunu anlattı. Sağı solu arayıp torpil peşinde uğraşanlar olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yani bu kötü bir şey. Bunun olmaması için çalışmamız lazım. Yav birileri torpille işi giriyormuş. O zaman benim de başka çarem yok demek ki. Bu ülkede 32 milyon çalışan kayıtlı insanın ne kadarının torpile işe girdiğini sanıyorsunuz arkadaşlar" dedi.

 

ODTÜ’den, Boğaziçi’nden, İTÜ’den en iyi üniversiteden mezun olursa da, Harvard’dan mezun olunsa da ilk bir iki işe girişi diploma sağlasa da, sonraki iş yerine diplomanın yeterli olmayacağının altını çizen Erdoğan, "Dolayısıyla her şeye rağmen bu torpil meselesine karşı olmak zorundayız.

 

Bu torpil meselesi ile daha iyi bir toplum olamayız. Ama her şeye rağmen iş yerinde aranan çalışan, yine çalışkan olan eleman, yine iletişimi iyi olan eleman, yine kendini iyi ifade eden eleman, yine güvenilir, dürüst olan eleman. Dolayısıyla buna odaklanmak zorundayız. Ben bir sürü insan aramıyor mu? Arıyor. Şu için bu için. O kadar çok direniyorum ki hala pes etmedim. Yani ben referans olamam tamıyorum çünkü. Ben tanımadığım insana nasıl referans olabilirim. Ben ancak tanıdığım insana tanıdığım kadr referans olabilirim.

 

Ben bu arkadaşı tanıyorum, şu özelliklerini biliyorum ama şu tarafını sorarsan bilmiyorum. Ama kimseye de bu adamı işe alacaksın demişliğim yoktur, olamaz. Yapansam Allah cezamı versin. Böyle bir şey olamaz. Biz bu toplumu daha fazla çürütmek için değil, nasıl daha fazla onarırız diye çalışmalıyız" diye konuştu.

 

İnsanoğlunun manevi hazza ihtiyacının olduğuna dikkat çeken Erdoğan, 2011 yılından itibaren Türkiye'de çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev almaya başladığını belirterek,    "Muhakkak hayatımızın bir yerinde başka insanlara katkı sağlayacak şeyleri de yapmamız lazım ki daha uzun vadede de kendisiyle barışık, iç huzuru olan bireyler olabilelim" ifadesini kullandı.

 

EĞİTİM HAYATINI ANLATTI

 

John Hopstin üniversitesinde doktoraya başladığını ve devam ettiğini anlatan Erdoğan, "Belli dallar hariç profesyonel kariyerinizde doktora yaparak ufkunuzun açılacağı bölümler var. Hukuk, psikoloji gibi. Doktoranız varsa uzmanlaşarak daha fazla dosya, daha fazla iş alabiliyorsunuz. Diğer dallarda akademisyen olmayı düşünmeyenlere doktora yapmayı önermiyorum. Yaklaşık 10 yılım doktora ile geçti. Yeterliliikleri tamamladım, tezimin yaklaşık yarısını yazdım. Şu anda onu güncellemek de icap edecek. Doktora gerçekten üniversitede kariyer planlayan insanların yapması gereken ama güzel de bir disiplin kazandıran bir iş aslında" görüşüne yer verdi.

 

Sivil toplum kuruluşlarının 10 yıl öncesine göre burs projelerini daha nitelikli hale getirmeye çalışırken, daha tematik burs projeleri geliştirdiklerine işaret eden Erdoğan, "Şu anda devletin KYK üzerinden verdiği kredi ve burs imkanları 10 yıl-15 yıl öncesine göre çok daha farklı hem de burs veren kurumların sayısı da arttı. Ama sonuçta biz İlim Yayma Vakfı olarak 3 bin civarında öğrenciye burs veriyoruz. Daha nitelikli öğrenciye burs verelim ki buradan burs alan öğrenciler daha başarılı işler yapan öğrenciler olsun. Daha güçlü, daha başarılı bir hikayenin parçası olsunlar" diye konuştu.

 

ULUSLAR ARASI DÜZEYDE AKADEMİK PROGRAM ÇIKARALIM

 

İlim Yayla Vakfı'nın Türkiye'de en büyük akademik ödülleri tertip ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Üçüncüsünü geçtiğimiz aralık ayında yaptık. Büyük ödül olarak 250 Cumhuriyet altını veriyoruz büyük araştırmacı akademisyene yaptığı bilimsel çalışmalardan dolayı. Olabildiğince objektif kriterlerle, birbirini tanımayan hakemlerin değerlendirmeleriyle işleyen bir sistem neticesinde Türkiye'nin en büyük akademik ödülü...

 

Allah izin verirse hem Türkiye'deki akademik çalışmanın niteliğini yükseltmek hem de ilerleyen zamanlarda Türkiye'den uluslararası düzeyde bir akademik program çıksın istiyoruz. Bunu yapan vakfın verdiği burslar da sıradan burslar olmaması lazım. İlim Yayma Vakfı bir yüksek lisans, bir doktora bursu veriyorsa o bursu alan kişinin bir gün ben de o ödülü almaya layık işler yapmalıyım hevesinde olması lazım. Amacımız bu." ifadelerini kullandı.

 

İlim Yayma Vakfı olarak yüksek lisans ve doktora burslarını çok seçkin araştırmacı akademisyenlere vermeye gayret ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Hayırseverlerimize şu tür yaklaşımlar sunuyoruz. Siz hangi sektörde çalışıyorsanız, geçiminizi nereden kazanıyorsanız, gidin çalıştığınız alana yönelik burs projesi yapın.

 

İnşaat sektöründesiniz, o zaman siz sadece mühendisliğe yönelik burs verin, inşaat mühendislerine veirlen bursların sponsoru olun gibi. Hatta Allah nasip ederse çok prestijli isimler, mesela İlim Yayma Vakfı'nın kurucuları arasında işte Korkut Özal var, Nevzat Yalçıntaş var, Sabri Ülker var. Bu tür önemli isimler üzerine yurt dışı burs programları yapalım istiyoruz." ifadelerine yer verdi.

 

İlim Yayma Vakfının burs bütçesinin yanına üç yıldır proje araştırma destek bütçesi de koyduklarının altını çizen Erdoğan, "Bursiyerlerimiz içinde, yurtlarımızda kalan öğrencilerimiz arasında veya mezunlarımız içerisinde araştırma veya proje desteği isteyenlerin başvurularını alıyoruz. Akademik danışma kurulumuz öncelikle başvuruları değerlendiriyor, desteğe yayık görülürse ayrıcı bu tür proje destekleri de veriyoruz" dedi.

 

BAŞVURULAR ARTMAYA BAŞLADI

 

Diğer sivil toplum kuruluşlarıyla yakın çalışmalar yaptıklarını ifade eden Erdoğan, "Onlardan da gitgide bu tür projere destek olmaya yönelik başlangıçlar görüyoruz. Tabii bazı bakanlıklarımızın proje destekleri var. Bunlarla sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiriyoruz.

 

Proje desteklerine daha hazırlıklı nasıl olunur? Üniversitede bir kulüp olabilirsiniz ama bir proje başvurusunu hazırlamanın da çeşitli şartları var. Bunlarla ilgili de eğitimleri geçtiğimiz yıllarda çok artırdık. Yavaş yavaş artık sivil toplum kuruluşlarının bünyesinde proje birimleri daha yetkin şekilde oluşmaya başladı.

 

Onun için bu tür bakanlıkların veya diğer kurumların hatta Avrupa Birliğinin de proje birimlerine başvurular Türkiye'den gitgide artıyor. Ulusal Ajans bunları koordine ediyor, isteyen kurumlara hemen eğitimler sağlıyor proje başvurularıyla ilgili. sivil toplum kuruluşlarımız sadece burs vermiyor, bursların ötesinde de bu tür özel projeler varsa bunları muhakkak dilekçenizi yazıp göndereceksiniz, projenizi tanıtacaksınız. Bununla ilgili sivil toplum tarafında daha sofistike, daha iyi bir yaklaşım olduğunu söyleyebilirim.   

 

 

Bilal Erdoğan EGEKAF panel çağrı