Çiftçi, DSİ'nin yönettiği sulama birliğine isyan etti
Denizli'de pamuk ve meyve üretiminin yaygın olduğu Pamukkale Ovası'nda DSİ tarafından yönetilen sulama birliği sezon ortasında su ücretlerine zam yaptı. Bilgilendirilmeyen çiftçiler ikinci taksit ödemelerinde zammı öğrendi. İsyan eden üretici; 'Bunlar üreticiye destek olması gerekirken daha köstek oluyor. Böyle giderse çiftçinin tarlasını ekecek gücü kalmayacak' diye konuştu.
Denizli’de pamuk, mısır ve meyve üretiminin yaygın olduğu Pamukkale Ovası’nda üretim gerçekleştiren çiftçiler habersiz yapılan su zammına isyan etti. Sezon başında meyve ve mısırda dekar başına 115 lira olan sulama ücreti 150 liraya, yoncada 125 lira olan ücret 165 liraya çıkarıldı. Bölge üreticileri ise zamdan ancak ikinci taksit ödemesini gerçekleştirirken haberdar oldu.
‘3. TAKSİTTE NE OLUR BİLMİYORUZ’
2018 yılında sulama birliklerinin DSİ tarafından yönetilmeye başlanmasından bu yana memnun olmadıklarını belirten CHP Pamukkale Belediye Meclis Üyesi Serkan Tuğdur, “Ben de bölgede üretim yapan çiftçilerden biriyim. Bu bölgede üreticiler yaklaşık 7 bin dekar alanda üretim gerçekleştiriyor. 2018 yılında sulama birliklerine DSİ kayyum atadı. İki birlik birleştirilerek Recep Yazıcıoğlu Sulama Birliği adı altında toplandı.
Geçen yıl dekar başına 76 lira sulama bedeli belirlenmişti. Bu yıl sezon başında yeniden fiyatlandırma yapıldı. Daha sonra hiçbir bilgi verilmeden, gerekçe gösterilmeden su ücretlerine zam yapıldı. Biz üreticiler zamdan ancak ikinci taksitlerimizi ödemeye gittiğimizde haberdar olduk. Üçüncü taksitte ne olur bilmiyoruz. Üretici desteklenmeyi beklerken zam sürprizi ile karşılaşıyor. Çiftçi zor durumda. İlerleyen yıllarda artan maliyetler ve yaşanılan zorluklar nedeniyle tarlalar ekilemeyecek” diye konuştu.
‘ÜRETİCİ KEMAL KARTOP: TEK SORUNUMUZ SU DEĞİL’
Bölgede meyvecilik yapan üreticilerden Kemal Kartop zamdan ikinci taksit ödemesinde haberlerinin olduğunu belirterek; “İkinci taksiti ödemeye gittiğimizde zamdan haberimiz oldu. Daha önce sezonun ortasında fiyatlar yükselmezdi. En başta ne ödeyeceğimizi bilirdik. Bunu da gördük. Çiftçinin tek sorunu su değil. Maliyetler yüzde 400 arttı. 150 liraya aldığımız DAP gübresi 750 lira oldu.
Sulama birlikleri, kooperatif gibi kuruluşların çiftçiye destek olması gerekir. Bunlar tam tersine köstek oluyor. TARSİM de dahil. Bizim yanımızda olmaları gerekirken güçlük çıkarıyorlar. Çiftçinin haberi olmadan işler yapılıyor. Sulama birlikleri kayyuma geçtikten sonra durum daha da kötü oldu. Birlik dönemleri iyiydi. Bir düzen vardı. Zammı çiftçiler belirliyordu” ifadelerini kullandı.
‘ÜRETİCİ HİMMET ÖZALAN: YÜZDE 100 ZAMMA RAZI OLDUK’
Ovada meyve üretimi gerçekleştiren Himmet Özalan; “Sezon başında bir karar alınıyor. Bütün çiftçilerin bilgisi oluyor. Herkes ödeyeceği su parasını biliyor. İkinci takside gelindiğinde hiçbir toplantı olmadan, çiftçinin fikri alınmadan, kar amacı güdülür gibi zam yapılıyor. Zamdan çiftçinin bilgisi de olmuyor. Ödemeye gidince oluyor.
Bunlar üretime destek amaçlı kurulmuş birlikler ama çiftçi hiçbir destek görmüyor. Zam genel olarak çiftçiye çok ciddi bir yük bindiriyor. Özellikle büyük arazi sahipleri çok etkilenecek. Zaten üretici mazotundan, gübresinden, ilacından ve tohumundan mağdur… Bunlara öyle zamlar oldu ki; yüzde 100 zamma bile razı olduk. Yüzde 600 zam gören kalemler var” diye konuştu.
‘ÇİFTÇİ ARTIK KAÇIYOR’
Tarımın terk edildiğini söyleyen Özalan, “Sulak arazilerde çiftçi iyi kötü döndürebiliyor. Kırsal kesimde olanların işi çok daha zor. Çiftçi kazanamıyor. Bu nedenle artık dikmiyor, ekmiyor. Üretim düşüyor. Göç de arttı. Eğitimi düzgün olan gençler şehre göç ediyor. Eğitimi olmayanlar çaresizlik yaşıyor. Cumhurbaşkanı her yeri ekin diyor ama bu şartlarda nasıl ekilecek. Girdi maliyetleri çok yüksek. Gübreyi 600 liradan tarlaya saçıyorum” dedi.
‘ÜRETİCİ MUSA ÖZDİN: BU ŞARTLARDA EKEMEYİZ’
Bölge üreticilerinden Musa Özdin sulama ücretlerine gelen zammı son anda öğrendiklerini belirterek, “Çok ciddi anlamda maliyet getiriyor. Cebimizden çıkan para yüzde 50 artıyor. Tek sorunumuz sulama değil. Çiftçi kazanmıyor. Bu şartlarda ekemeyeceğiz. Böyle giderse önümüzdeki yıl çok daha zor olacaktır.
Artık insanlar ceplerinden yiyor. Olanı da kaybediyor. Bu işi yapmayacağım diyenlerin sayısı giderek artıyor. Özellikle sulamanın olmadığı bölgelerde insanlar tarımı terk ediyor. Gübre, ilaç ve mazot maliyetleri yüksek. Üretici daha ucuza mal etmek istiyor” ifadelerini kullandı.