KALAYCILIK MESLEĞİ YOK OLMAK ÜZERE
Kullanımı milattan önce 3000'li yıllara dayanan kalay, yıllardır insanların geçimini sağlamaya yardımcı olan kalaycılığın ortaya çıkmasını sağladı. Bir zamanlar ara sokaklarda seyyar olarak da icra edilen kalaycılık mesleği, gelişen teknoloji ile birlikte mutfaklarda bakırdan yapılan malzemelerin yerini çelik, alüminyum ve teflon malzemelerin alması ile yavaş yavaş yok oluyor.
Mesleğinin eskiden çok rağbet gördüğünü, siparişleri yetiştirmekte zorlandığını, şimdi ise insanların eskisi kadar rağbet göstermediğini belirten Recep Akyüz şehir şehir ilçe ilçe köy köy gezerek kalaycılık yaparak geçimini sağlamaya çalıştığını söyledi.
BİR ZAMANLARIN GÖZDE MESLEĞİ 'KALAYCILIK' ARTIK SON DEMLERİNDE
Mutfaklarda bakırın yerini çelik, alüminyum ve teflon gibi malzemelerden yapılan eşyaların alması sayıları az kalan kalaycıların mesleğinin yok olmasına sebep oluyor. Çameli’ye her yıl gelerek kalaycılık yaptığını anlatan Recep Akyüz şöyle konuştu: “Kalaycılık mesleği benim dedelerimden kalan meslektir. Babamın yanında bu mesleği öğrendim. Daha önce kalaycılığı köyde yapardık. Ailemi geçimini sağlamak için gezerek kalaycılık yapmaya başladık. Arkadaşla birlikte gezerek kalaycılık yapıyoruz. Gittiğim yerlerde bizi tanıyan müşterilerimiz var. Onların eşyalarını kalaylıyoruz bakır kaptaki sağlık ve lezzetin başka hiçbir kapta olmadığını belirtti. Gurbette çalışmak zor oluyor çocuklarımızı özlüyoruz. Bazen 3 ay eve gitmediğimiz oluyor. Geçimizi sağlamak durumundayız. “
Kalaylanacak kabın önce örs ve çekiç yardımıyla bozuk kısımlarının tamir edildiğini, ezik yerlerinin düzeltildiğini, delik veya kırıkların kaynak yapıldığını anlatan Kalaycı Recep Usta , konuşmasını şöyle sürdürdü:
“ÇOCUKLUK YILLARIMIZDA HER EVDE BAKIR VARDI”
150 yıldır Dede mesleği kalaycılığı yapan Recep Akyüz “Bizim yaptığımız kalaycılık mesleği tarihi meslek olarak görülüyor. Yapmış olduğumuz mesleği devlet desteği ile dükkanlarda sürdürmek istiyoruz. Bizim gençlik yıllarımızda Türkiye’de her evde bakır malzemeden yapılmış eşyalar vardı. Şu anda hala tarihi restoranlarda bakırdan yapılan eşyalar kullanılmaktadır” dedi.
"ÇIRAK YETİŞTİREMEDİĞİM İÇİN ÜZÜLÜYORUM"
Pırıl pırıl kalaylanmış bakır kaplarda pişen yemeklere lezzet, suya gizemli bir tat verir. O nedenle geleceğimiz olan çocuklarımız için mutfaklarda yeniden bakır (kalaylı) kapların kullanımı teşvik edilmelidir. Vatandaşlar bu konuda bilgilendirilmelidir. Çünkü bakır (kalaylı) kaplarla yapılan yemekler ve içecekler gerçekten insan sağlığı için çok önemlidir. Ben mesleğimi sürdürmekten mutluyum. Ölünceye kadar da sürdüreceğim. Çırak yetiştirememekten dolayı üzülüyorum"