MHP'de yeni dönem
Türkiye’nin içinde bulunduğu güç durumda, ekonomik sıkıntıların devam ettiği süreçte, Covid-19 pandemisinin olanca hızıyla sürdüğü bir ortamda gerçekleştirilen 13. Büyük kurultayından MHP güçlenerek değil, taze kan alarak “revirden” çıktı. Zayıflayan parti vücudu sadece belirli bir süre idare edecek kadar doping alabildi. Ancak, bu bile Türk Milliyetçilerinin biraz olsun rahat nefes almasını sağlayacak durumda olmuştur, o kadar.
Her ne kadar, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin listesini görenler; “MHP, MYK’sını gençleştirdi. Yeni isimler ile güçlendirdi” dese de, beklenilen bir karardı. Çünkü yıllardır mesnetsiz siyaset yapanlar, partiye güç vereceklerine güç alanlar, milliyetçi düsturu güçlendirmek yerine nemalananlar ardı artına görevlerinden kesilerek, MHP tarihinin tozlu sayfalarına intikal ettiler. Bu durum bile MHP bünyesindeki kangren olmuş olayların önünü almaktan uzaktır. Biz, yine de 13. Kurultayı hayra yorumlayarak; Türk Milliyetçilerine hayırlı uğurlu olsun diyelim.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin MYK’sında 36, MDK’da ise 4 üyenin değiştiği 13. Olağan Büyük Kurultay’ında ilimizi yakından ilgilendiren olaylar ön plana çıktı. Yıllardır parti tabanı tarafından beklenen gelişmelerin olması “sürpriz” sayılmaz. Zira ben, bir ülkücü olarak yıllardır içimizi bir kurt gibi kemiren, Denizli milliyetçilerinin sırtında bir kambur gibi siyaset yapan kişilerin artık sırtımızdan inmesi gerektiğini düşünüyordum. Bu kurultay ile bu gerçekleştirildi. Ve hepsi de teker teker gitti. Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye bu yüzden teşekkür ediyorum.
Bundan önceki seçimlerde ve İyi Parti doğmadan önce yaptığım analiz yazılarında; MHP’nin Denizli’de 2 milletvekili çıkaracak oy oranı olduğunu, hatta iyi bir adayın liste başı olmasıyla vekil sayısının üç olabileceğini defalarca belirttim. MHP tabanı da benim gibi düşünüyordu. Anketlerde bu yönde idi. Binlerce partili “bu durum iletilmesine rağmen” genel merkezin tutumu yüzünden partilerine küstüler. Ve “ülkücülerin üzerinden siyaset yapanlar geri adım atmayınca”, MHP ilimizde bir vekile muhtaç edildi. Ardından aynı kişi üzerinde ısrar sürdürülünce, MHP Denizli’den vekil bile çıkaracak oyu bulamadı. Yüzde 22 ile 28 arasında oy oranı olan bir parti, daha dün kurulan bir partinin gölgesinde kaldı. Buna rağmen, genel merkezin iyi niyetini kötüye kullanan siyasetçiler akıllanmadılar.
Hatırlarsanız, iki milletvekili çıkardığımız dönemde MHP’liler “küçümseyen” kesimlere rağmen bunu başardı. Üçüncü vekili az bir oy farkıyla kaptırdık. Ne zaman ki Emin Haluk Ayhan Denizli milletvekili adayı olarak geldi, ilimizden uzak bir siyaset izledi. (Bu arada parti bünyesinde yaşanan tatsız ve nahoş olayları yazmıyorum) İşte, o siyaset bize çok ağır ve çok pahalıya patladı. Partinin yılmaz savunucusu ülkücüler birer birer kabuklarına çekildiler. Ülkücülerin duayen isimleri, Yusufiyeliler, Taş Medreseliler köşelerine çekildiler. Onların yerine ülkücülükten nasibini almamış, Ülkü Ocaklı olmayan Milliyetçiler safları doldurdular. Ak Parti bünyesinde uzun yıllar Mankurt olarak görev yapanlar, orada işleri bitince MHP saflarına katıldılar. Kadrolar onlarla ve özellikle Ülkücü olmayanlar ile dolduruldu. İşte bunları yapan kişiler ve vitrin süsleri artık tepemizde boza pişiremeyecekler. Bize, bizden üstün siyaset ve particilik yapamayacaklar. Baş olan ayaklar teker teker partinin organlarından gidecekler. Bunun için sevinçliyim.
Lakin MHP tabanı için sevinmek henüz erken. Çünkü önümüzdeki seçimlerde aynı isimler yine listelerde olurlarsa, genel merkezdeki değişiklik hiçbir işe yaramayacaktır. Önümüzdeki seçimler çok önemlidir ve bu öneme binaen adayların yenilenme, vitrinin değişmesi şarttır.
Bekleyelim, görelim. Mevlam neylerse güzel eyler..
Esen Kalın…