Başkan Özdemir, konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında “Bu tasarı siyasi iktidar ve Millî eğitim Bakanlığı tarafından , Anayasa Mahkemesi’nin önceki Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerini iptal etmesinin ardından,kanunun asıl muhatabı olan öğretmenlerin ve sendikaların iradesi dışında, öğretmenlerin haklarını ve taleplerini dikkate almadan yeniden düzenlenmiş “Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Tasarısı” adı altında Milli Eğitim Bakanlığı Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna sunulmuş ve 5 Temmuz 2024 Cuma sabaha karşı tasarı olarak komisyondan geçmiştir.
Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Tasarı ile amaçlanan nedir? Öğretmenlerin seçimi, yetiştirilmesi, atanması, hakları, ödev ve sorumlulukları ile kariyer basamaklarında ilerlemeleri gibi konularda düzenlemeler yapmak Millî Eğitim Akademisi’nin kurulmasını sağlamakBu Tasarıya Göre Bir Kişinin Öğretmen Olarak İstihdam Edilmesi İçin Ne Yapması Gerekiyor?Belirli yükseköğretim programlarından mezun olmalı ve hazırlık eğitiminde başarılı olmalıdır.Hazırlık Eğitiminin Ana Hatları Nelerdir?Hazırlık eğitimi, teorik ve uygulamalı derslerden oluşacak ve Millî Eğitim Akademisi tarafından verilecektir.
Eğitimin süresi dört dönem olacak, başarı yazılı sınavlar ve uygulamalı değerlendirmelerle ölçülecek.Hazırlık eğitimini başarıyla tamamlayanlar sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecek.Sözleşmeli öğretmenler üç yıl süreyle başka bir yere atanamayacak ve üç yıllık hizmet süresini tamamlayanlar kadrolu öğretmenliğe atanacaktır” ifadelerini kullandı.
“TEMEL ELEŞTİRİLERİMİZ”
Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Tasarısına Yönelik Temel Eleştirilerini dile getiren Özdemir, “Hazırlanış biçimi ve sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan uzaktır.
Özel sektörde öğretmenlik yapan meslektaşlarımız ile görme engelli öğretmenlerintemel ekonomik, sosyal hakları iş güvenceleri ve çalışma koşulları ile ilgili hiçbir düzenleme ve iyileştirmeyapılmamıştır.Öğretmenlerin gerçek ihtiyaçları ve beklentileri yok sayılmış, çalışma ve ekonomik koşullarını iyileştirmeye yönelik geniş kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır.
Öğretmen adaylarına ve öğretmenlere yönelik disiplin cezalarının uygulanmasında keyfiyete yol açabilecek açık noktalar bırakılmıştır.“Eşit işe eşit ücret” ilkesine aykırı;öğretmenleri ücretli, sözleşmeli, uzman ve başöğretmen gibi farklı statü ve unvanlara bölen, farklı ücret politikaları üzerinden ayrıştıran, mesleğin saygınlığını ve mesleki dayanışmayı zedeleyen uygulamalara son verilmemiştir.
Öğretmen adaylarının söz konusu Akademi’de geçirdikleri süre hizmet süresinden sayılmamıştır.Öğretmen adaylarının atamaları“Akademi eğitimi başarı puanı” ile yapılacaktır. Adayların özellikle uygulamalı derslerdeki başarılarıstaj yaptığı okuldaki danışman öğretmen ve akademi eğitim personeli tarafından ayrı ayrı değerlendirilecek.
Adaylariki değerlendirmenin ortalamasına göre geçme notu alacaklardır. Sonuç olarak bir adayın öğretmen olabilmesinde danışman öğretmenin ve akademi eğitim personelinin payı yüksek olacak bu da birtakım soru işaretlerine neden olacaktır.Kanun teklifinin 14. maddesine göre, Akademi’de eğitime alınacak öğretmen adaylarına ödenecek ücret, daha önce bizzat Bakan Yusuf Tekin tarafından açıklanan 23 bin liranın aksine, bugünkü tutarla 14 bin 190 lira olacaktır.
Öğretmenlerin niteliğini arttırma iddiasıyla gündeme getirilen Millî Eğitim Akademisi’ne devam edecek olanlara asgari ücretin altında maaş ödenerek nasıl bir nitelik artırımı sağlanacağı tartışmalıdır.Kanun teklifinin en dikkat çekici ve istismara açık maddesi 34. maddedir.Mesleki yetersizliği sadece iki müfettiş raporuyla belirlenecektir.
Öğretmenlerin akademiye alınması ve akademi eğitimi sonrasında da yine müfettişlerce başarısız görülmeleri halinde genel idari hizmetler sınıfında uygun yerlere memur olarak atanacak olmaları tartışmaya son derece açıktır. Bu madde, öğretmenlerin iş güvencesi açısından önemli bir tehdittir ve kabul edilemez” dedi.
“MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”
Eğitim ve Bilim Emekçileri sendikası olarak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin hak ve taleplerini içeren bir meslek kanunu çıkıncaya kadar mücadelelerine devam edeceklerini belirten Özdemir, “Önerimiz nedir?Siyasi iktidar, gerçek bir meslek kanunu yapmakta samimi ise, atılması gereken ilk adım, öğretmenlik mesleği açısından uluslararası düzeyde kabul gören “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiyesi” başlıklı belgeye uygun bir düzenleme yapmasıdır.
ILO ve UNESCO ortak belgesi olarak 5 Ekim 1966 yılında kabul edilen ve Türkiye tarafından da onaylanan tavsiye, öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik olarak bugüne kadar atılmış en önemli ve kapsamlı adımdır.“Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiyesi”başlıklı metnin niteliği nedir?Öğretmenlik mesleğinin önemini uluslararası düzeyde belgeleyen, öğretmenlerin tüm sorunlarını ele alan toplu sözleşme niteliği taşıyan bir metindir.
Bu metin dikkate alınmadan hazırlanan bir Meslek Kanunu’nu kabul etmemiz mümkün değildir.“Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiyesi”başlıklı metin neyi amaçlamaktadır?Öğretmenlerin konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlamaktadır.“Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiyesi” başlıklı metin neyi içermektedir?
1-Öğretmenlerin mesleğe hazırlık süreçleri2-Öğretmenlerin mesleki sorunları, iş güvenceleri ile hak ve sorumlulukları,3-Öğretmenlerin ve yardımcı personellerin temel ücretleri ve çalışma koşulları,4-Kırsal kesimde çalışan öğretmenler ile aile yükümlülükleri olan öğretmenler için özel düzenlemeler, 5-Sağlık hizmetleri, sosyal güvenlik ve emeklilik gibi konuları içermektedir.
Ayrıca,Bize göre sadece kamuda çalışan öğretmenlerin, özel sektörde çalışan öğretmenlerin, engelli öğretmenlerin değil ; idari ve teknik personellerin, yardımcı hizmetliler sınıfının ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin de hak ve taleplerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sonuç,Eğitim Sen olarak“Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Tasarısı”Milli Eğitim Bakanlığı Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda tartışılırken meclis önünde eylemdeydik.Söz konusu tasarı 9 Temmuz 2024 Salı günü yani yarın 15.00’de TBMM’de görüşülürken de Ankara’da meclis önünde olacağız.
Eğitim ve Bilim Emekçileri sendikası olarak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin hak ve taleplerini içeren bir meslek kanunu çıkıncaya kadar mücadelemize devam edeceğimizi tüm kamuoyuna bildiririz” diye konuştu.