EMEKLİLER: "SADAKA DEĞİL, HAKKIMIZI İSTİYORUZ"

Sendika üyeleriyle birlikte Delikliçınar meydanında basın açıklaması yapan Mesdan Yıldırım, “Biz emekliler, hayatta kalabilmek için en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamakta zorlanıyoruz. Ülkemizde ne savaş var ne de kıtlık—iyi ki de yok. Ancak, tarihimizin en büyük sefalet dönemlerinden birini yaşıyoruz. Bu sefaleti bize yaşatan iktidarla yönetilmek istemiyoruz.

Türkiye tarihinin en uzun süreli iktidarı, emeklileri, asgari ücretliyi ve emekçileri açlık ve sefalete mahkûm etti. Üstelik sadece emekliler değil, milyonlarca vatandaşımız işsiz ve günlük yaşamlarını sürdürebilmekte büyük zorluk çekiyor.Tüm bu olumsuzluklar karşısında pembe tablo çizen iktidarın bir milletvekili, 2021 yılı bütçe görüşmelerinde “Halk kuru ekmek yiyorsa aç değildir” diyerek adeta bugünlerin habercisi olmuştu.

Öte yandan, Diyanet İşleri Başkanlığı ise "Emekli ve asgari ücretliye de fitre verilebilir" fetvası vererek bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi.İşte bu cümleler, emekliyi ve asgari ücretliyi nasıl bir duruma düşürdüklerinin itirafıdır! Eskiden emekliler ve asgari ücretliler, kendi fitrelerini “ihtiyacı olanlara” verebiliyorlardı! Şimdi ise, sadaka alacak duruma getirildiler.Emekliler, sabahın köründe soğukta ucuz et ve gıda kuyruklarına girerken, kendilerine uzatılan mikrofona "Geçinemiyoruz, açız!" diye haykırırken sesleri titriyor, gözleri doluyor…Bu insanların durumları elbette çok kötü, ancak onları çaresizlikten sadaka kabul edecek duruma getirip onurlarıyla oynamak nedir?” dedi.

“İZİN VERMEYECEĞİZ”

“Bugüne kadar onurumuzla yaşadık, onurumuzla oynanmasına izin vermeyeceğiz” diyen Yıldırım,“Yıllarca hamurunu terimizle yoğurduğumuz bu güzel yurdumuzda insanca yaşamak, en temel hakkımız olduğu gibi tüm emekçilerimizin, gençlerimizin, kadınlarımızın ve işsizlerimizin de hakkıdır. Bugüne kadar onurumuzla yaşadık, onurumuzla oynanmasına izin vermeyeceğiz.Yarattığı derin yoksulluk karşısında halkın yaşadığı çaresizliğe çözüm bulması gereken iktidar, bunun yerine uzun yıllar iktidarda kalmanın hesaplarını yapıyor.

İktidar, Ocak ayından itibaren gıdadan ulaşıma, sağlıktan ısınmaya kadar birçok ürüne zam yapmış; emekliye verdiği %11,54 ila %15,75 arasındaki zam, %5,03 olarak açıklanan Ocak ayı enflasyonu karşısında yetersiz kalmış ve emeklinin alım gücü %35 ile %50 oranında azalmıştır. 15 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere muayene ücretlerine %233 ile %542 oranında yapılan zam, açlık sınırının altında yaşayan ve sık sık hastaneye gitmek zorunda kalan emekliler ile halkımızı zam yağmuru altında ezmiştir.

Zam yağmuru, Şubat ayı ile birlikte elektriğe yapılan %100’ü geçen artışla emeklilerin ve emekçilerin omuzlarındaki yükü daha da artırmıştır.Emekli aylıkları ev kirasına yetmemektedir. Çaresiz kalan emekliler ya çocuklarının yanına sığınmakta ya da devletin yaşlı bakım yurtlarında kalmak için başvuruda bulunmaktadır.Bizler insanca yaşamak istiyoruz. Bize insanca yaşam koşullarını sağlamayan ve açlık sınırının altında yaşamayı reva gören siyasi iktidardan, hem alanlarda hem de sandıkta hesap soracağız” ifadelerini kullandı.

“TALEPLERİNİ SIRALADI”

Basın açıklamasında emeklilerin taleplerini de sıralayan Yıldırım şunları söyledi: “1.Her emekli aylığına seyyanen 15.000 liralık artış yapılmalıdır!

2.En düşük emekli maaşı, en düşük memur maaşına eşitlenmelidir!

3.Bayram ikramiyesi asgari ücret düzeyinde olmalı, yılda 4 defa verilmelidir!

4.Elektrik zamları uygulanamaz. Zamlar geri çekilmelidir!

5. Muayene, ilaç ve hastane katkı payları kaldırılmalı, sağlık hizmetleri nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz olmalıdır!

6.Ev kiraları çok yüksek, barınma krizi had safhada. Evi olmayan emeklilere kira ve barınma desteği sağlanmalıdır!7.Yeterli ve dengeli beslenemiyoruz. Gıda fiyatları çok yüksek, zamlar durdurulmalı ve gıda desteği sağlanmalıdır!Bizi susturmak için nafile çırpınışlarınız olacak, ancak bizim kaybedecek bir şeyimiz kalmadı.

Sefalete teslim olmayacağız, sonuna kadar direneceğiz! Bizler, Tüm Emeklilerin Sendikası üyeleri olarak, kralın sofrasında soytarı olmaktansa, sınıfımızın insanca yaşam ve demokrasi mücadelesinde yalın ayak yürümeyi bir onur sayarız.Sendika hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz! Sendikalarımızı kapatarak bizi insanca yaşam mücadelemizden alıkoyamayacaksınız.

2025 yılında bizi bu insanlık dışı duruma getirenlerden hesap sormaya devam edeceğiz! Ülkemizde Demokrasinin, Cumhuriyet değerlerinin ve Laikliğin yeniden kazanılması, insanca yaşam koşullarının sağlanması için bu değerlere sahip çıkan tüm kesimlerin ortak mücadele etmesinden başka bir yol yoktur. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz.Birleşe birleşe kazanacağız.”