Önümüzde seçim var.
Herkes telaşta.
İnanıyorumki bu seçim mana olarak önemli fakat kazanılmasının zorluğu açısından önemli değil.
Cumhur İttifakı bu seçimi açık ara kazanacaktır.
Çünkü ben bazılarının aksine Milletimin sağ duyusuna ve bilgisine inanıyorum.
Maksadım seçim iddiasında bulunmak değil.
Maksadım Ülkücülere dair.
Türkiyede ve Türk Dünyasında en güçlü siyasi ve sosyal toplum kuruluşu ve kesimi Ülkücülerdir.
Tabiki bunun uygulamasının birlik be beraberlikle yapıldığında bu gerçeklik kazanmaktadır.
Hangi yerde olursa olsun.Yarım defa bile Ülkücü olmuş Ülkücü etrafına baktığında gerçeği görecektir.
Ülkücü teşkilatlardaki yöneticiler yanlış yapabilirler. Hayal ettiklerimize cevap veremiyor olabilirler. Başarısız olabilrler. Hatta Ülkücü ihanete uğramışta olabilir.
Bu durumlarda Türk Milletine ve vatanına olan sevgisi Tanrı dağı kadar olan Ülkücünün kızgınlığı volkan hayal kırıklığı enginler kadar kinleri develer gibi olabilir..
Ancak sevdası Tanrı Dağı kadar olan Ülkücünün sabrıda Altay Dağları kadar olmalıdır.
Bu durumlarda bile hiç bir Ülkücünün birilerinin yanlışı ve hatasından hatta ihanetinden dolayı amacına ulaşamaması sebebiyle Ülkücü Toplumu Türk Milletini Türkiye Cumhuriyeti Devletini cazalandırmaya hakkı yoktur.
Ülkücü camiadaki yanlışları düzeltmek çoğunlukla teşkilat mensuplarına ait olsa bile her ülkücününde görevidir.
Şunu hiç bir ülkücü unutmamalıdır, böyle bir gücü atıl tutmak vebal altına girmektir. Böyle bir gücü başkalarının kullanmasına bigane kalmak gaflettir.
Başka bir Ülkemiz yok.
Başka Ülkücü toplum da yok.
Türk Milletine sahip çıkacak başkada bir kesimde yok.
Türk Milletine gerçekten hizmet etmenin yolu bir ve beraberlikten yüreklerin aynı ritimle vurmasından geçmektedir.
Bunun bir yolu mutlak vardır.
Bana göre her ülkücünün en acil görevi bu yolu bulmaktır.