Bir kişi Ülkücü Topluma gireli bir saat olmuşsa dahi ve bu bir saatte ilçe yönetimindei ilçe başkanlığında, il yönetiminde, il başkanlığında, Ülkü ocağı yönetimde veya başkanlığında bulunmuşsa, belediyelerde ve yan kuruluşlarda görev yapmışsa göreve başladığı anda yetişmiş ülkücü sayılır.
Bu andan itibaren her türlü hal ve hareketine dikkat etmek,eline beline diline sahip olmak zorundadır. Temsil ettiği toplumun şerefinin, haysiyetinin, namusunun,vicdanının, ahlakının artık kendisin şerefi, haysiyeti, namusu, vicdanı, ahlakı olduğunu bilmek zorundadır.
Görev almış ülkücülerin, bilhassa başkanlık yapmışların küsme darılma çekememe ayrı boy çekme, birbirlerinin ardına düşme, birbirlrini engelleme gibi bir hakkı yoktur.
Sadece ülkücüyüm MHP liyim demekle geçmişimiz ne olursa olsun ülkücülüğümüzün devamı mümkün değildir.
Ülkücücülük bir zaman dilimine hapsedilecek ve bir olayla sınırlandırılabilece, bir makama bağlanabilecek bir hareket bir dava değildir.
Ülkücü ülkücü olduğu andan itibaren ölünceye kadar veya bu davaya ihanet edene kadar her an yaşanan ve yaşayan bir sosyal ve siyasal bir olgu ve akan bir harekettir.
Ülkücü ülküyü yaşarsa ülkücüdür. Ülküyü yaşamazsa ülkücü değildir.
Son olarak şunu söyliyeyim.
Siz birbirinize gitmezseniz,
Birbirinize candan sarılmazsanız.
Görevlilerden illaki davet beklerseniz.
Görevlilerde davete gerek yok derse.
Bu iş istendiği gibi olmaz.
Görevliler burunlarından kıl aldıracak diğerleride kılın üstünden dedikodu yapmayacak.
Bu işte önce kendi yüreğin ağrıyacak.
Başkalarının yüreği de ağrıyormu diye bakmıyacaksın.
Hani hep soruluyor ya biz niye iktidar olmuyoruz diye.
Aha cevabı.
Sadece Devlet Beyimizin gayretleriyle buraya kadar oluyor.
İsterseniz sizde ülkücülüğünüzü hatırlayıp Devlet beye katılırsınız.
Belki hayeller gerçek olur.
88