Eğitim ve okullar çok uzun yıllardır kanayan yaramız.
Bu okullar dini okullar dahil içimizde ve bizden uzak ve hep bize tuzak oldular.Aklımızı, ruhumuzu, vicdanımızı ve benliğimizii bizden aldılar. Bizim yerimize biz olmayanı ve kendilerinden de olmayanı koydular.
Gerektikçe aleyhimize kullandilar bizimle işleri bitincede çöpe dehlediler.
Amacımız şunu suçlu çıkarmak, bunu da yüceltmek değildir.
Bir yaraya parmak basmak dikkatleri yaraya çekmektir.
Bu yara yeni değil 18. yy la kadar gitmektedir.
Bir araştırmada okuduğumu hatırlıyorum.
Diyarbakır ve çevresinde yabancılar 400 den fazla okul açmışlar. Bu okulların amacı elbette fakir insanları eğitmek hayra girmek değildi. O bölgedeki insanların kafalarını değiştirmek kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktı. Öylede yaptılar. Bu günkü bölücülük belasının altında bu yatmaktadır.
Yine İstanbul İzmir başta olmak üzere belli başlı şehirlerdede yabacı okullar açılmıştır. Bunların sayılarıda yüzlercedir.
Bunlar yaptıkları propaganda ve imkanlarıyla seçkin zümrenin çocuklarını kendilerine çekmişlerdir. Bu okullara gitmek ayrıcalık olmuş bir üst tabaka oluşturulmuştur.
Toplumundan kopuk kendi toplumunu aşağılayan hakaret eden yabancı hayranı şuurdan yoksun bir kitle yetiştirilmiştir.
Olayın neticesinde eğitilmiş ve yetiştirilmiş kabul edilen bu kitleye devlet teslim edilmiştir. Devlet halkından kopmuş inim inim inleyen halktan uzak durmuştur.
Bunun yanında devletin bıraktığı bu boşluğu tekkeler zaviyeler tarikatlar ve sadece Kuranı yüzünden okumayı öğreten sözde medreseler doldurmuştur. Bunlarda devlete düşman ülkemizi harp ülkesi kabul etmiş bir çok haramı ve kötülüğü harp ülkesinde meşrudur mübahtır diyerek devletin ve milletin çökmesi için çalışan bir nesli ve anlayışı ortaya çıkarmışlardır.
Mesela kurtuluş savaşında zaviyelere takkelere vs. ye bağlı on binlerce kişi İstiklal savaşına mollayız diyerek katılmamış şişman karınlarını kaşıya kaşıya uzaktan bakmışlardır.
Yakın tarihimizde Amerikanın kurduğu ÖDTÜ 1967 de hararetlenen kominist hareketinin Türkiyedeki üssü olmuş Üniversiteler özerktir yavesini ileri sürerek bunu sonuna kadar kullanmıştır. Ülke bunun acısını uzun yıllar çok şiddetli şekilde çekmiştir.
Bu gün bu görevi Eski adı Robert kolej olan Boğaz içi üniversitesi yüklenmiş görünüyor.
Buralardan mezun olanlar hazırlananlar, kafaları işlenenlere yurt dışına gidişlerde büyük kolaylıklar sağlanmıştır. Gidenlerin kafalarıda artık değiştirilemeyek şekilde işlenmiştir. Bunlar geri dönseler bile ülkemiz ve insanımızaleyhine zehir kusanlar olmuşlardır.
Milli eğitim yabancılara, para kazanmaktan başka kaygısı olmayan özel şahsa, dini istismar edip ülke ve devlet düşman arap hayranı nesiller yeştirenlere bırakılamacak kadar önemli değerli ve mecburiyettir.
Bizim çocuklarımızı bizden olmayanlar yetiştirdiği müddetle biz çocuklarımızı kaybedeceğiz kendi yavrularımızla çatışacağız.
Bu çarpık düzen devam ettiği müddetçe ülkemiz huzura kavuşamıyacaktır.
Devlet acilen bu yaraya parmak basmalıdır.Bu yabancı ve özel okullar ile camaat tarikat vs. okulları devlete alınmalıdır.
Aksi takdirde daha çok 15 Temmuzlar Boğaz içi kalkışmaları yaşarız.
Devletimiz bütün imkanlarını seferber ederek bizim olan okullarda bizim çocuklarımızı eğitmeli çocuklarımızın bizim çocuklarımız olarak kalmasını sağlamalıdır.