Son on beş yılda Türkiye’miz ve milletimiz büyük badireler atlattı.
Kısaca göz atarsak;
Ak partinin içindeki HDP’lilerin fetö’nün CHP’nin hatta sonradan iyi partinin içinde yer almışların koro halinde istedikleri çözüm süreci.
Rusya’nın Ankara büyük elçisinin öldürülmesi ve Rus uçağının düşürülmesi. bunlar savaş sebebidir.
Davutoğlunun uçak konusunda kışkırtıcılık yapması.
17 - 25 tarihlerinde polisin ve yargının sivil ihtilale teşebbüs etmesi.
Ülkenin İstihbarat teşkilatının başı MİT müsteşarını tutuklayarak ülkenin sağır ve kör edilmek istenmesi. Buradan düzenlenecek kumpaslarla hükümetin al aşağı edilmeye çalışılması.
Ülkenin Gül hariç bütün üst makamlarının fetö yani ABD ve Avrupalılar tarafından yıllarca dinlenmesi.
Derin strateji saçmalığının yazarının ihaneti ile pkk’nin iç ve dış düşmanlarca iç savaşa hazırlanması, barikatların, hendeklerin ve tünellerin hazırlanması silah ve mühimmat yığınağının yapılması.
Pkk’nin pkk sizi tükürüğü ile boğar diyecek hale getirilmesi.
Bunlarla başarı sağlayamayınca ABD’nin fetö’ye talimatıyla darbe yapılması. Darbede iç savaşın hedeflenmesi.
İç savaş başlayınca Suriye ve Irak sınırlarından Ülkemize girilmesi için hazırlık yapılması. Döviz saldırıları ve ambargolar vasıtasıyla ülkenin boğulmak istenmesi.
Eksik kalanları sizler tamamlayınız.
Şimdi bütün bu olanlarda Ak partinin ve Cumhurbaşkanının suçu yokmu?
Elbette var hem de en çok onların var.
Meselenin özü şu Ak partinin suçu var diye Ak parti ile kavgaya devam etmek ülkeye ne kazandıracaktı?
İşte asıl sorulması gereken soru bu.
Ak partinin karşısında Ak partiden daha olumlu, daha iyi niyetli partiiler var mıydı diye de sorulması lazım.
Yoktu.
Bir tarafta pkk tarafından işgale uğramış CHP, Biden abilerinin dizaynı ve fetönün olağan üstü gayretiyle MHP nin içindeki makam ve mevki aç gözlülerinin ayartılmasıyla kurulmuş İP, İngilizlerin ileri karakolu kaypak SP si ile bir yere varılması imkanı var mıydı?
Basın yayın ve sanal alandaki pislik kusanlarla bir arada olunabilir miydi?
Cevabını siz veriniz.
İşte bu ahval ve şartlarda ülkemiz elimizden sabun kalıbı gibi kayıyorken Devletimizin içindeki aklı başındaki insanların ve Sn. Devlet Bahçelinin teklif, gayret ve fedakarlığı ile Ak partinin önüne ülkemizi düze çıkaracak teklif ve çareler konuldu.
Bu teklif ve çareler mecburen Ak parti ve Cumhurbaşkanı tarafından kabul edildi.
Sn. Devlet Bahçelinin bizzat ağzından duyduğum izahat şöyleydi.
İstesek te istemesek te güç bu adamda. Güç bu adamda ise terörü bu adam bitirecek, Ülkemizi bu adam düze çıkaracak. Bizde hiç bir şey beklemeden bu adamın başarması için elimizden gelen her türlü gayreti göstereceğiz.
Bizimde devletimizin de ülkemizin de hatta Ak partininde başka çaresi ve çıkış yolu yok demişti.
Bu doğrultuda Devlet Beyin gayretiyle Ülke hukuki zemine oturtuldu. Türkiye’mizde terör belası ve bölünme tehlikesi bitti.
Terör yuvaları dışarı atıldı, şimdi oralarda kökü kazınıyor. Sayın Soylunun olağan üstü gayretinde unutmamak lazım.
Ülkemiz herkesin şamar oğlanı olmaktan kurtuldu.
En önemlisi Türk Cumhuriyetlerine dönüldü. Muhteşem gelişmeler oluyor.
Türklüğü ve ülkücüleri tu kaka edenlere Türk ve Ülkücünün kim olduğu öğretildi.
Savunma sanayimiz artık kendimize yetecek seviyeye ulaşıyor.
Uluslar arası ilişkilerde Türkiye’miz önem kazandı.
Her türlü ekonomik saldırılara rağmen ve teröre, Libyaya, Azerbaybaycana ve savunma sanayine olağan üstü harcamalar yapılmasına rağmen ekonomi yoluna devam edebiliyor.
Pandemi gibi bir belaya rağmen ihracat her yıl yükselerek devam ediyor.
Ülkemizin daha iyi hale gelmesine daha da güçlenmesine, Kardeş Türk Devletleriyle birlik ve beraberlik sağlanmasına epeyce yaklaştık.
Mavi vatandaki enerji kaynaklarına tam anlamıyla ulaşmaya bir adım kaldı.
Bu durumda ülkemizin aynı düşünceden sapmadan bir seçim dönemini daha geçirmesi gerekiyor ve şart.
2023 seçimlerinde iyiliğe refaha güce bölge liderliğine TURAN a kalan o bir adımın Cumhur İttifakına verilmesi aklı başında insanların boynunun borcudur.