Sinan Ateş suikaste uğradı öldü.
Anında MHP ve Ülkü Ocaklarını linç hareketi başlatıldı.
Aslında bu konuda Sn. Devlet Bahçeli Beyin asil suskunluğuna uyarak bir şey yazmayacaktım.
Olay öyle sapıtıldı ki öyle abuk sabuk iddialar ortaya atıldı ki dayanmak mümkün olmadı. Devlet Beyin affına sığınarak yazayım dedim. Kanaat belirtmeyeceğim sadece kafamdaki soruları soracağım.
Sorularım şöyle;
Devlet Bey Ateşi neden görevden aldı?
- Devlet bey ameliyat olduğunda S. Ateş Devlet Beyin öleceğini veya öldürüleceğini mi düşündü de İl ocak başkanlarına il başkanı olacaklarına ve hazırlık yapmalarını isteyen bir emir yolladı. Partinin İ. Atamanın idaresinde kalmasını mı istedi de E. Semih Yalçın beyin beyanat verme yetkisi elinden alınmak istendi. Yani S. Ateş MHP ye el koymaya mı çalıştı?
- S. Ateş neden M. Yazıcı oğlunun mezarına gitti ve sosyal medyada resim verdi. BBP sine ve Alperen Ocaklarına ben sizinleyim diye mesaj mı veriyordu. Benim esas başkanım Yazıcıoğlu mu diyordu? Mesela İmam cenaze namazında Başbuğun Alparslan Türkeş bey seni bekliyor demedide, neden Muhsin abin seni bekliyor dedi?
_ S. Ateş Ülkü Ocaklarını niye tarikat ve cemaatlere yönlendirmek istiyordu? Bu doğrultuda Güney Doğudaki bir tarikatın başı önünde diz çöküp biat mı etti? Bir söylentiye göre de hanımı bir cemaatle ilişkilerimi düzenliyordu?
-S. Ateşin yanında neden Peker’in bir koruması vardı? Bu koruma orada S. Ateşi takip etmek ve yönlendirmek için mi bulunuyordu.? Suikast sonu Peker tivitini neden hemen sildi? Bu suikasti düzenleyenler Peker’in kulağını mı çektiler? Aslında bu suikast Sn. Bahçeli ve Sn. Erdoğanın aleyhine kullanacağı çok güzel bir malzeme değil miydi?
_Bir Üniversite de görevli bir kişi neden Çukurambar isimli pahalı olması gereken bir semt de ofis açar? Bir Tarihçi bu ofiste ne yapar? Bu ofisin masrafı öğretim görevlisi maaşıyla karşılanabilir mi? Yoksa bu ofiste iddia edildiği gibi uyuşmazlıkların çözümü aracılık edilmesi işlerimi yapılıyordu. Avukat olmayan birisi bunu hukuken yapamayacağına göre mafyamsı bir çalışmamı vardı? Ü. O. eski genel başkanı olması sıfatıyla devlet katındaki bazı işlere aracılık mı yapılıyordu. Bazı kişilerin Yargıtay’daki dosyaları için aracılık yapılıp menfaat mi sağlanıyordu. Bu doğrultuda olayın azmettiricisi olan kişiyle bu kişinin Yargıtay’daki dosyası sebebiyle ilişkisi mi vardı? Azmettiriciden bu dosya için maddi menfaat mi sağlandı? Azmettiricinin cezasının onanması üzerine elde edilen maddi menfaatin geri verilmemesi sebebiyle S. Ateş ve Azmettirici arasında husumet mi oluştu?
Hadi MHP ve Ü.O. ları ile kırgınlık vardıda taziyede bulunulmadı. Ya Hacettepe Üniversitesi niye taziyede bulunmadı. S. Ateş orada baskı uygulayıp Üniversite yönetiminin burunlarından mı getirdi?
_ Üniversitede öğretim görevlisi olan bir kişi neden bütün Türkiye’yi adım adım dolaşır? Neden MHP teşkilatlarının altını oyar ve sürtüşür? S. Ateş kendi ifadesiyle MHP ye bağlı değil miydi? Yoksa MHP ve Ü.Ocaklarına bağlı kişileri yöneticileri Muhsin gibi yanına çekip MHP gibi siyasi bir teşkilat mı kurmak istiyordu? Bu değirmenin suyu nereden geliyordu? Yoksa illegal kaynaklarmı vardı, MHP yi bölmek için bazı odaklarca fonlanıyor muydu?
_Olayın hemen ardından MHP suçlandı? Neden hemen kalabalıklar toplandı? Kalabalıklar neden intikam intikam diye bağırtıldı? Hedefte S. Ateşi görevden alan Sn. Bahçelimi vardı? Kalabalığa hedef gösterilerek MHP ye, Ü. Ocaklarına, Sn. Bahçeliye ve SN Olcay Kılavuza saldırıların yapılması mı hedefleniyordu.
_ Günümüzde googılın verdiği imkanlarla bir kişinin yalnız başına Dünyadaki bütün adresleri bulması ve herkesi takip edebilmesi mümkün iken neden katile birilerinin yol gösterdiği götürdüğü getirdiği yardım ettiği ileri sürülüyor?
_ Böyle bir olayda MHP li bir yönetim kurulu üyesinin havale ettiği seksen kusur bin lira gibi gülünç bir paranın suikast için verildiği iddia edilir? Böyle bir olayın kişi veya kişilerce kiralık katillere işletilmesi için en azından milyonlarca liranın ödenmesi gerekmez mi?
_Anında basın yayında sanal alemde ve halk arasında bazı kesimlerde ağız birliğinin olması manidar değilmi, bu manidarlık ve ağız birliği yapılması olayın önceden planlandığını ve bir kesim ve kişilerce bilindiğini, bu hazırlık için olayın bazı yerlerce fonlandığını düşünmek gerekmez mi?
_ Olayın oluşu tepkilerin hızı anında belli hedeflere yönlendirilmesi, S.Ateş başarılı olursa Ülkücü hareketi böleriz, başaramazsa da yok ederiz bunuda kullanırız diye düşünüldüğü neden akıllara gelmez? Bazı odaklar geçmişte bu şekilde yapmadı mı?
_ Olayın oluş tarihi çok manidar değil mi? Devlet Beyin ve MHP’nin ve Ü Ocağının böyle bir zamanda böyle bir olaya karıştığını düşünmek en azında adilik salaklık değil mi?
Benim kafamdaki sorular bunlar.
Aslında ben olayı çözdüm de burada yazmayacağım.
Herkes kendisi düşünsün. Vicdanına sorsun.
Böyle bir olayın sadece MHP ye zarar vermek olmadığını hedefin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu görsün.
Devlet Beyin suskunluğunun çatışmaların önüne geçtiğini Ülkemizin kaosa sürüklenmesini önlediğini bilsin.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asıl hedef olduğunu da belki anlarlar.
Netice olarak. S.Ateş kabiliyetli birisiymiş anladığım kadarıyla yazık olmuş. Yazık edenlerde Türkiye’yi hedef alanlar her şeyi siyasi kazanç olarak görenler ve kendi hırsı.
Bir ölümün ardından ölümü bu kadar çirkefçe kullananların olması da hem ölene saygısızlık hem ahlaksızlık. Böyle bir gayyalarla aynı ülkede yaşadığım içinde tarifsiz üzgünüm.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunun gibi ne olaylar ne ihtilaller ne kumpaslar tuzaklar atlattı ve atlatacaktır da, bozacaktır da.