1967 de lise ikideyim.
Dede Korkut hikayelerinden Boğaç Hanın hikayesini işliyoruz. Sınıfta sol görüşlüler ve sosyete takımı hikaye ile dalga geçmeye başladılar.
Söz aldım
Boğaç han iyi yetiştirilmiş ve çok güçlü birisi olabilir. O günün şartlarında boğalar bu günkü İspanyol boğaları gibi değildi herhalde birde hikayede abartma sanatıda kullanılmıştır. Bunlar yani dalga geçenler tanrı zeusa aşile apollana herküle bir şey demeyipte Türk edebiyatının en önemli eseri olan Dede Korkut hikayesi ile neden dalga geçiyorlar. Ayıplıyorum dedim. Sınıfta ses kesildi
Bunu niye anlattım.
Yani 1967 den beri Türkiyemizdeki olayların ve Ülkücü Hareketin içindeyim.
Ne Başbuğumdan nede bir başka Ülkücüden biz sağcıyız dendiğini duymadım. Bende hiç bir zaman sağcıyım demedim.
Ta o zamandan beri beni tiksindiren iki şey var birisi SAĞCI SOLCU tanımlaması, digeride KARDEŞ KAVGASI tabiri.
Israrla ve bilerek bu sağcı solcu tanımlaması hala kullanılıyor.
NEDEN?
Bu bilinçli bir hareket.
Bu güne kadar ve bu günde dahil yarında öyle olacak İnşallah Türk Milletinin başına salınan belalara gögsünü geren binlerce şehit ve on binlerce yaralı veren, her iktidar döneminde sürgünleri yokluğu acıyı çeken Ülkücülerin fedakarlıklarının haklarının millet savunucusu vasfının ört bas edilmesidir
Ülkücülerin manen yok sayılmasıdır.
Ülkücülerin, dindarını dincisini dinsiziNİ liberalini kapitalistini hatta menfaatçi solcusunu içinde barındıran sağ tabir edilen kitle içinde asimile edilmesini sağlamaktır.
Çok iyi biliyorlarki bir kişinin ve toplumun kimliğini yok ederseniz silerseniz o kişiyi ve toplumuda yok etmiş olursunuz.
Zaten bir kişi Dokuz Işık Doktirinin en önemli maddelerinden olan Toplumculuğu benimsemişse sağcılık diye zorla dikte edilen şeyi kabul etmesi mümkün değildir.
Maalesef Türkiyemizde sağcılık İslamyet ile eş anlamda hatta İslamiyeti temsil eder şekilde kullanılmaktadır.
Halbuki İslamiyet ferdiyetçi değil. toplumcu bir dindir.
Ancak kılıfına uydurup İslamiyeti kapitalistlerin dini haline getirdiler.
İşte bu yüzden BEN ne solcuyum ne de sağcıyım.
BEN;
Türk Milliyetçisi ve ülkücü bir Türküm.
Yakınları ayakta durmakta güçlük çekti
Kısa bir süre önce nikah kıyan ve önümüzdeki yaz aylarında düğününü yapmayı planladığı öğrenilen şehidin babası Salih Kelek gözyaşları içerisinde ayakta durmakta güçlük çekerken, anne Elif Kerek ise ağıtlar yakarak tabuta sarıldı.