Buhar bulut olur, kaplar gökleri;
Bereketle rahmet yağar da gider.
Ardından yeşillik süsler her yeri,
Canlılara rızkı yığar da gider.
Karanlık çökünce daralır insan,
Gecede gizlenir kahredici zan,
Kuşkular insanda bırakmaz iz’an,
Şafak karanlığı boğar da gider.
Kaf Dağının ardındaki belayı,
Benden uzak diye, dinler selayı;
Namert saklar, içindeki ala’yı;
Belâ mazlumlara değer de gider.
İlim kalıcıdır, âlimler fâni;
Lânetle anılan zalimler hani?
Şah’a dalkavukluk yapmadı Kâni!
Güneş batınca ay, doğar da gider.
İnsan sanki buğday, dünya da elek;
Herkesi çemberden geçirir felek,
Ecel şerbetini içirir Melek,
Hızır yerden göğü, sağar da gider.
Karabudak, küçük görme kendini,
Yerle bir et, nefsin muhkem bendini;
Oku, öğren, aklet, yaşa sen dini;
Makbul namaz göğe ağar da gider.
24.02.2019 F.K. (KARABUDAK)