“Kervanın yolunu kesen Eşkiya grubu, kervanda bulunanların bütün parasını gaspetmiş. Kervanda bir de Bektaşi Dervişi varmış. Eşkiyabaşı, soygunu bitirip tam atına binerken Derviş bir tehdit savurmuş:
- Benim paramı ver. Vermezsen sana beddua ederim. Allah boynunu kırar!
Eşkiyabaşı alayla sormuş:
- Erenler, ne zaman kırar?
- Bir yıl içinde kırar, iki yıl içinde kırar, beş yıl içinde kırar, on yıl içinde kırar... Ama mutlaka kırar.
Eşkiyabaşı umursamaz şekilde karşılık vermiş:
- Daha epey zaman varmış. Haydi eyvallah!..
Eşkiyabaşı tam atını sürmüş. At kapaklanarak yere yığılmış. Eşkiyabaşı atın altında kalmış. Boynu kırılmış!
Acılar içinde kıvranan eşkiyabaşı, Dervişe sitem etmiş:
- Erenler sana yakışır mı yalan söylemek?... Hemen kırılır deseydin, paranı geri verirdim!
Derviş açıklama yapmış:
- İmanım, ben yalan söylemedim. Söylemem de!..
- Niçin hemen boynum kırıldı öyleyse?
- Bu ceza, önceki suçlarının karşılığı! Benimkine sıra daha sonra gelecek!..”
İmamoğlu’nun annesi ve onun haklılığına inanan anneler, mazbatasını gaspeden ilgililerine derinden “bed” dua ediyorlar...
Dikkatli olmak lâzım diye düşünüyoruz...
Sırası ne zaman gelir bilemeyiz!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!