“Bilge, öğrencilerine hayat dersi veriyordu. Öğrencilerden Cennet ve Cehennem’in nasıl bir yer olduğunu soranlar oldu. Bilge, öğrencilerine hemen cevap vermedi. Birlikte bir tepeye çıktılar. Bilge öğrencilerine Doğu yönündeki vadiyi gösterdi:
Ortada büyük bir kazan, kazandan dağıtılan yemekler sofralardaki tencerelere dağıtılmış. İnsanların ellerinde birer metre sapı bulunan kaşıklar. Herkes elindeki uzun saplı kaşıkla tencereden yemek yemeye çalışıyor. Kaşıklar birbirine çarptıkça yemekler yere dökülüyor. Kimse karnını doyuramıyor. İtiş kakış ve kargaşa her yere hâkim!..
Bilge, öğrencilerine açıklıyor:
- Arkadaşlar, işte burası Cehennem. İnsanlar dünyalarını Cehennem’e çevirmişler. Şimdi bir de Batı yönündeki vadiyi görelim.
Tepenin Batı yönüne geçiyorlar. Vadideki manzara Doğu yönündeki vadinin benzeri. Ortada büyük bir kazan, kazandan dağıtılan yemekler sofralardaki tencerelere konmuş. Herkesin elinde birer metre sapı bulunan tahta kaşıklar var. Ama insanların davranışları ayrı. İki kişi karşılıklı durmuş. Tencereden kaşığa yemek alan kişi, karşısındaki arkadaşının ağzına götürüyor. Arkasından, onun yemek verdiği kişi kaşığıyla arkadaşının ağzına yemek veriyor...
Ortada ne kargaşa ne kavga ne açlık var. Herkes mutlu ve hayatından memnun.
Bilge açıklamasını tamamlıyor:
- Arkadaşlar, işte burası da Cennet!..”
Bu kıssayı, İYİ PARTİ Merkezefendi İlçe Kongresinde anlatmak isterdim. Burada anlattım.
Dünyayı Cehenneme çeviren davranış: BENCİLLİK!
Cennet’e çeviren davranış: Diğerkâmlık. Yani arkadaş için fedakârlık yapabilmektir...
Cesur yürekli İYİ’lerin bulundukları yeri Cennet’e çevirme ülküsüyle çalışmalarını diliyorum.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!