“Dursun ile Temel aynı birlikte askerlik görevini yapıyorlarmış. Dursun er, Temel Takım Komutanı imiş. Dursun’un kimsesi yokmuş. Parası tükenince bir mektup yazmış. Mektubu Allah’a hitaben yazmış ve demiş ki:
- Allah’ım bana senden başka para gönderecek kimsem yok. Bu mektubu aldığında bana 100 lira harçlık gönder.
Askerde, erlerin yazdığı mektuplar takım komutanı tarafından okunduktan sonra; “Er mektubu görülmüştür.” damgası vurularak gideceği adrese postalanırmış. Temel, erlerin mektuplarını okurken Dursun’un mektubunu da okumuş. Durumu Bölük komutanına arz etmiş.Hemen bölükteki subay ve astsubaylar arasında yardım parası toplamışlar. Tam 80 lira toplanmış. Temel, Allah’tan geliyormuş gibi bir mektup yazmış. İçine 80 lirayı koyup Dursun’a teslim etmiş. Dursun mektubu açınca içinde 80 lira olduğunu görmüş. Allah’a ikinci mektubu yazmış:
- Allah’ım gönderdiğin paranın 20 lirasını takım komutanı Temel, mektubu incelerken almış. Bana 80 lirasını teslim etti. Bir daha para gönderirken banka havalesiyle doğrudan bana gönder!”
Biz de şöyle mi yazsak:
- Ey Yüce Allah’ım! Emekli, dul ve yetimlerin rızkını iktidarlar aracılığıyla gönderme! Çünkü onlar, bizim rızkımızın çoğunu gaspedip geri kalanını bize veriyorlar!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!