Şöyle baktım mâzîye atmış dört güz bıraktık,
Bizim gibi yüzlerce, toprağa yüz bıraktık.
Eğilmedik, kırıldık; yarım asır bu yolda,
Hayâli cihan değer, eserde iz bıraktık.
Karşılık beklemeden çalıştık, koştuk gittik;
Mukaddes bir sevdayla hedefe coştuk gittik,
Yolda Ferhat misali dağları aştık gittik,
Dikeni taşı attık, sadece toz bıraktık.
“Bozkurtların Ölümü” hayat vermişti bize,
Yeni bir heyecanla yokuştan çıktık düze,
Hedefe ramak kaldı, göze geldik biz göze;
Çile çekerken bile ocakta köz bıraktık.
Tarihi çevirdikçe gelirdi kısrak sesi,
Nefesimle ısındı düşmanların ensesi,
Kıvılcım saçıyordu Orta Asya’da Yesi,
Marşları biz haykırdık, ozana saz bıraktık.
Yorgunluk hissetmedik, korkuyu korkuttuk biz;
Emperyalist güçleri ülküyle ürküttük biz,
Türklük bilincimizi bilgiyle berkittik biz,
Turan’ı kurmak için Türklüğe koz bıraktık.
Karabudak dertlenir düşündükçe mâzîyi,
Türklük için yaşarken unutmadık Gazi’yi,
Bir de on üç asırlık taşlardaki yazıyı,
Türk’ün yüce gönlünde ölümsüz haz bıraktık.
21.10.2018 F.K. (KARABUDAK)