“Temel ile Dursun, Dursun’un kullandığı bir araba ile Trabzon’dan İstanbul’a hareket etmiş.
Dursun, yolda sürekli direksiyonla oynuyormuş.
Temel, şoförlüğü bilmediği için Dursun’un bu hareketine bir anlam veremiyormuş.
Yolculuk, İstanbul girişine kadar bu şekilde sürmüş. Ne varki tam İstanbul’a girerken araba durmuş. Dursun, arabadan inmiş. Biraz uğraşmış. Mümkün değil. Araba çalışmamış.
Temel sormuş:
- Dursun, arabaya ne oldu?..
Dursun cevap vermiş:
- Direksiyon yatağı dağılmış!
- Nedir o?
- İşte şu oturduğum yerin sağındaki sopa gibi uzayan!..
- Ben zaten bozulacağını biliyordum onun!
- Nereden biliyordun?
- Yahu Dursun sen onu Trabzon’dan beri hiç elinden bırakmadın ki... Buraya gelinceye kadar oynadın! Olacağı buydu!..”
Biz bu İstanbul seçimlerinin bozulacağını biliyorduk!
- Nereden mi?
- Seçim gecesinden itibaren sürekli seçim sonuçlarıyla, sandık görevlileriye, kısıtlı seçmen, taşıma seçmen diyerek oynadıklarından!..
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!..