“Dervişin biri, bir kasabaya uğramış.Bakmış ki çoluk çocuk bütün kasaba halkı feryat figan ediyor. Derviş:
- Ne oluyor yahu?.. diye sormuş.
- Yağmur duasına çıkıyoruz, demişler.
- Bir yağmur için bu kadar feryat edilir mi? Ben size istediğiniz kadar yağdırayım, demiş.
- Yağdır bakalım, demişler.
Derviş, bir tas su istemiş. Gömleğini çıkarıp o su ile ıslatmış. Kurusun diye bir çalının üstüne koymuş. Bir kaç dakika sonra bardaktan boşalır gibi yağmur yağmış. Halk, Dervişin eline öperek:
- Evliya mısın, nesin be mübarek?.. demişler.
Derviş, eliyle gökyüzünü göstererek:
- Bugünlerde aramız bozuk, demiş. Bu işi gömleğim kurumasın diye yaptı. Yoksa bende ne evliyalık ne de kerametten eser yoktur!..”
Derviş dobra bir adammış. Başka bir şeyh heveslisi olsaydı, köşeyi bin kere dönmek için neler yapmazdı!..
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!