Son okuduğum kitap: Cam Şırınga...
Elli yıllık arkadaşım Prof. Dr. M. Çağatay Özdemir’in yeğeni Benhar AYDOĞAN(Pamukkale Evrenkenti Öğretim Üyesi), 2017 yılında Denizli Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği KİTAP FUARI’ının İLESAM bölümünde kitaplarımızı birlikte sergilediğimiz gün, CAM ŞIRINGA’yı imzalayıp takdim etme nezaketi göstermişti. Doğrusunu söylemek gerekirse Cam Şırınga adı, beni oku demedi bana. Yani çekmedi. Kitaplığıma koydum. Dört yıl sonra, geçen hafta elime aldım, ilk sayfasını açtım. Okumaya başladım. Başlayış o başlayış. Son sayfasına kadar okudum.
Okurken kendimi gülmekten alamadım. Kısa kısa yazılmış hatıra ve anektodlar tamamen yaşanmışlık eseriydi. Yazar kendi yaşadıklarını kısa kısa nükteler halinde anlatmış. Kendi güldüğü bir olayı, karşısındaki kişilere sözlü olarak anlatırken dinleyenleri güldürmek kolaydır ama yazılı olarak anlattığınızda, okuyucuyu güldürmek kolay değil.
Benhar AYDOĞAN, işte bu zoru başarmış. Okuyucuyu güldürüyor. Ben de çok güldüm, çoooook... Yazarı yürekten kutluyorum.
Kitabı şimdiye kadar okuyamayışımın sebebi, kitabın dış görünüşü ve adı. Ne var ki gösterişsiz kabuğun içindeki öz çok kıymetli bir mücevhermiş.
Okuyunca gördüm bu mücevheri...
Yazar kitapta kendini, ailesini ve yakın arkadaşlarını anlatıyor. Yakın çevresiyle arasında geçen olay ve durumları birer nükteyle anlatıyor. Kitabı okuyan, yazarla birlikte ailesini ve yakın arkadaşlarını da tanımış oluyor. Ben iki arkadaşını yakından tanıdım: Sinan ve Kaan. Sinan sabah kahvaltısında tepeleme patates kızarttırıyor annesine. Sofrada ekmek yoksa arkadaşı Benhar’ı kahvaltıya çağırıyor ve ekliyor: Gelirken beş altı ekmek de getir!..
Kaan’ın ateist kız arkadaşlarına ruhun varlığını kabul ettiremeyince arkadaşı Benhar’dan yardım istemesi sonucu yaşananlar da çok ilginç. Yazar, Kaan’ı düştüğü durumdan kurtarmak için müthiş bir kurgu hazırlıyor. Adeta bir tiyatro... Benhar, Kaan ve Sinan rollerini çok güzel oynuyorlar. Gecenin karanlığında ölen birinin ruhunun geldiğini söyledikleri yere kızları götürüp Sinan’ın oyunu ile kızları korkudan şoka soktuktan sonra Kaan ruhun varlığını gözlerine göstermiş oluyor.
Yalnız bu kadar mı? Dramatik olaylar da anlatılmış kitapta. Ben bu kitabın devamının mutlaka yazılacağını bekliyor, Sevgili Benhar AYDOĞAN’ı yürekten kutluyorum.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!