İlkokulu köyümde 1961-1966 yılları arasında okudum. Birinci sınıfı; birinci, ikinci, üçüncü sınıflar aynı sınıfta okuduk.
Öğretmenimiz Denizlerli idi. (Daha sonra İlköğretim Müfettişi olmuş.) Biz öğretmenlerimizi köy ilçe veya şehirleriyle tanımlardık.
Birinci sınıf öğretmenimiz Yusuf Karaman’dı. Asıl öğretmendi. Bize çok şey öğretti. Üç sınıf bir arada olmasına rağmen her konuda her sınıfa ayrı ayrı her dersi nasıl verebildiğine şaşıyorum şimdi...
Matematik sorusunu tahtaya yazdı.Soruyu çözene yirmi kuruş vereceğini vaat etti. Soruyu ilk kez ben çözdüm. Parmak kaldırdım. Yanıma geldi, kontrol etti. Cebinden iki tane on kuruş çıkarıp bana verdi. Ben o durumu hiç unutmadım.
Beş sınıfı beş ayrı öğretmende okuduk. Yusuf Karaman dışındaki dört öğretmenimiz vekil öğretmendi. Hiçbiri Öğretmen yetiştiren okulda okumamış yani...
İkinci sınıfı Buldanlı(Salih Demirel)da okuduk. Üçüncü sınıfı İzmirli (Özer Nacar)de okuduk. Dördüncü sınıfı İsabeyli ( Mustafa Orhan)de okuduk. Beşinci Sınıfı Ordulu (Turgut GÜRAY)da okuduk. Şu var ki vekil öğretmenlerimiz de çok gayretliydi. Beni en çok korkutan Denizlerli, en çok etkileyen Ordulu’ydu...
Vefat edenlere Allah rahmet eylesin. Yaşayanlara sağlık ve esenlikler diliyor, selam ve saygılarımı bildiriyorum.
Bugün asıl öğretmenlerin “sözleşmeli ve ücretli” gibi onur zedeleyici unvanlarla çalıştırılmasını devlete yakıştıramıyorum!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!