Ocağı tütmeyen bacalar soğuk,
Haneler sessizdir, kapılar duvar.
Yetimin, öksüzün sesleri boğuk;
Kim bilir gönlünde ne elemler var?
Kimse tutmaz bir garibin elinden,
Yola çıksa yürütmezler yolundan,
Arz-ı hâli anlaşılmaz dilinden,
Çektiği çiledir, sözü ah ü zâr.
Mağdura sılası sayılır sürgün,
Yüreği kan ağlar, gözleri durgun;
Zulme gücü yetmez, kadere kırgın;
Silahtır gözyaşı, kurşun intizar.
Ölümdür vatanda bayraksız kalmak,
İntihar, buyruğu yad elden almak;
Şereftir şehadet, görevdir ölmek;
Gelsin karşımıza urgan ile dâr.
Kan isterse vatan, dökmeli kanı;
Vatan kurtulacak verirsek canı,
Serden geçen yiğit, alır cihanı;
Bir gün bile hür yaşamak cana kâr.
Kiminin devleti, kiminin beyi;
Mazlumun elinden alırlar payı,
Vermezler düşküne bir bardak çayı,
Dilekler boş çıkar, olmaz bahtiyar.
Karabudak haktan yana koy tavrı,
Arkasız yiğidin yanıktır bağrı,
Yapılsın dünyaya hakça bir çağrı,
Gül koklarken gönül kanatmasın har.
25.01.2020 F.K. (KARABUDAK)
dâr: darağacı, har: diken.