Bir horoz varmış köyde, şafak vakti ötermiş;
Bir de horoz sahibi, beterden de betermiş.
Bir gün demiş horoza: Bundan sonra ötmek yok!
Kümesten başka yere kesinlikle gitmek yok!
Bilirsin ben yaparım, bazen gürler eserim;
Bir daha öter isen o başını keserim!
Horoz bakmış iş kötü, hemen kesmiş ötmeyi;
Aklından geçirmemiş, başka yere gitmeyi.
Biraz zaman geçince gürlemiş sahip yine:
Tavuk gibi gıdakla, git kümesine tüne!
Horoz demiş: Gıt gıdak, gıt gıt gıdak, gıt gıdak!
İşimiz var bu yerde, olacağız fırıldak!
Tavuklarla birlikte gıdaklamalar sürmüş,
Horoz kimliği gitmiş; ne horozmuş ne hürmüş.
Sahip yine gürlemiş: Bu iş böyle olmuyor!
Senin için yaptığım folluk niye dolmuyor?
Sen de tavuklar gibi her gün bir yumurta yap,
Şayet yumurtlamazsan hemen değişir hesap,
Hatır matır dinlemem, keserim o başını;
Boş yere yalvararak akıtma göz yaşını!
Horoz bin pişman şimdi: Keşke ötseydim! dedi;
“Ölürsem horoz ölürdüm!” diye de ekledi.
Ne var ki hiçbir ‘keşke’ gideni getirmezdi,
Horoz başta dik dursa kimliği yitirmezdi.
Karabudak, bu kıssa hisse olur mu bilmem;
“Taviz hamle” diyenler, bir ders alır mı bilmem.
32.10.2019 F. K. (KARABUDAK)