İmamın on iki on üç yaşlarında bir oğlu varmış. Bir gün babasına demiş ki:
- Baba bu bizim müezzin, anama göz koymuş! Adamın niyeti kötü. Tedbirini al!
İmam, şu karşılığı vermiş:
- Oğlum sen merak etme, Allah onun belasını verir!
Herkes işine devam etmiş. Aradan beş on gün geçmiş. İmamın oğlu, babasına aynı uyarıyı yapmış:
- Baba müezzinin niyeti kötü!..
İmam, yine aynı cevabı vermiş:
- Allah onun belasını verir!..
İmamın oğlu, babasının bir şey yapmayacağını anlayınca kendisi devreye girmiş...
Bir gün müezzin minareye sabah ezanı okumak için çıkmış. İmamın oğlu, minarenin ilk yedi basamağına burçak tanelerini sermiş. Dışarıda beklemeye başlamış. Müezzin ezanı okumuş. Merdivenden inmeye başlamış. Burçak tanelerinin olduğu basamağa basar basmaz kayarak yere düşmüş. O arada başını duvara çarpıp yere yığılmış!..
Cemaat sabah namazını kılmış. Müezzin namazda olmayınca merak etmişler. Minareye bakmak için geldiklerinde Müezzinin cansız bedeniyle karşılaşmışlar. Durum hemen mahalleye yayılmış. İmamın oğlu da gelmiş. İmam, oğlunun kulağına eğilip söylenmiş:
- Gördün mü işte Allah belasını vermiş!
Oğlu karşılık vermiş:
- Ben minarenin merdivenine burçak tohumu sermeseydim daha sen çok sözlü dua ederdin! Ama ben fiili dua ettim. Sonuç ortada!...
İmam, Türkiye. Müezzin, Amerika!..
Amerika’nın da niyeti kötü!..
İmamın oğlu gibi fiili dua edecek bir yiğit Türk evladı aranıyor!..
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!