“Padişah bir duyuru yaptırmış:
- Eşeğime okumayı ve bir yabancı dili öğretecek eğitimci aranıyor!.. İki yıl içinde eşeğim okumayı ve yabancı dili öğrenirse o eğitimci ihya edilecek, öğrenemezse eğitimcinin kellesi gider!..
Bu şerefli vazifeye pek istekli çıkmamış. İncili Çavuş, hemen Sarayın yolunu tutmuş...
- Ben varım!.. demiş.
Yakın arkadaşları, İncili Çavuş’u uyarmaya çalışmış:
- İncili, sen aklını mı kaçırdın! Sonunda kellen gidecek!..
- Ben bu işe talibim ve ısrarlıyım!.. demiş İncili Çavuş.
- Nedir bu ısrarın sebebi?.. demişler.
İncili, gerekçesini açıklamış:
- Yahu önümde koskoca iki sene var. İki seneye kadar ya eşşek ölür ya Padişah. İkisi de ölmezse bu fakir iki sene krallar gibi sarayda yaşar!..”
Tam da bu anlayış, devletin bir yerine yapışmayı başaranların büyük bir çoğunluğuna hâkim değil mi? Tüketim toplumu haline dönüştürüldüğümüze bakılırsa öyle!..
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!