Gemi ile sularda beşik gibi sallandım,
Aşureyi ben yaptım, zevkle yedim ballandım.
Dalgalarla boğuştum, sular beni yutmadı;
Balık aldı karnına ama fazla tutmadı.
Yıllarca demir dövdüm, hayatımı kazandım;
Geçmişten geleceğe tecrübeyle uzadım.
Ab-ı hayat iksirin bulmak için çalıştım,
Dertlere derman diye hekimliğe alıştım.
Terzi oldum iğneyle giysi diktim ellere,
Makas aldım elime kestim biçtim kullara.
Atam put yapıyordu, ben putları kırardım;
Putlara saygı duymaz, bire akıl yorardım.
Tanrıyım diyen bir beni ateşe attı,
Geldi de bir karınca ateşi sele kattı.
Kurbansın dedi babam, şeytan önümden gitti;
Şeytanın vesvesesi tekbir sesiyle gitti.
Bir evlat hasretiyle kapandı gören gözüm,
Onun kokusu vardı, gömleğe değdi yüzüm.
Beni kıskanırlardı, kör kuyuya attılar;
Hayatta olduğumu evden gizli tuttular.
Orda bulanlar sattı köle diyerek beni,
Bahtım yüzüme güldü kapı açıldı yeni.
Bir sarayda büyüdüm, yetişim ele geldim;
Çalıştım çabaladım, devlete vezir oldum.
Kardeşimle birlikte çobanlık yapıyordum,
Gördüğüm nesnelerden hisseler kapıyordum.
Bir elim bembeyazdı, birinde asa vardı;
Bilmem ne hikmettir ki asa denizi yardı.
Böylece uzak durdu benden zalimin zulmü,
Göreyim dedim onu, dağda belirdi ilmi.
Ben ezeli yetimim, anam dosdoğru kadın;
Dediler erken yaşta: Doldu senin miyadın!
Adımı kullanarak yolumu terk ettiler,
Sırat-ı müstakimden geriye çark ettiler.
Aradan zaman geçti, dikenlikte gül açtı,
Muhteşem kokusunu bütün dünyaya saçtı.
Dikenlikler içinde misk kokulu gülüm ben,
İnciler arasından bilgi saçan dilim ben.
Hükmüm ömrümden uzun, yolum sonsuz olacak;
Dünyadaki varlığım sur’a kadar kalacak.
Toprakta mücevherim; elmas, altın, simim ben!
Şimdi söyleyin artık, bu dünyada kimim ben?
12.03.2019 F. KARATEPE