Mahsul versin diyerek tarlaya tohum ektik,
Tohumlar çimlenmedi, toprağı çamur çıktı.
Güneş tepeden vurdu, suyun gözüne baktık;
Çeşmeden su akmıyor, sebebi samur çıktı.
Ocağımız tüterken gönlümüz hoştu yine,
Hiç alışık değildik yergiye, küfre, kine;
Rastlamazdık dahilde sinsi hin oğlu hine,
Mutemet demişlerdi, ekşimiş hamur çıktı.
Güvendik sözlerine, ağıla çoban oldu;
Çoban olduktan sonra bizlere yaban oldu,
Zamanla çok değişti, kervana çıban oldu;
Biz çelik biliyorduk, paslanmış demir çıktı.
Bağırıp çağırdıkça mangalda kül koymadı,
Bir sürü dalkavukla saltanata doymadı,
Vefayı kökten sildi, hiç hâl hatır saymadı;
Bir sebep arıyorduk, kadrolu memur çıktı.
Gözünün doğrusuna gitmeyi tercih etti,
Başkası çalışırken gidip rahatça yattı,
Karineler söylüyor, galiba bizi sattı;
Mümkün değil denemez, belki de emir çıktı.
Şaha kalkmasın diye gem vurdu küheylana,
Çakalla dostluk kurdu, yazık etti ceylana;
Bize göre yaptığı ihanet Mete Han’a,
Elmas diye söylendi, kapkara kömür çıktı.
14.03.2019 F. KARATEPE