“Mustafa ile Kemal çok samimi iki arkadaştır. Mustafa’nın yırtıcı ve saldırgan bir köpeği vardır.
Adı: Reis!.. Kemal, sık sık Mustafa’nın evine giderken Reis ile de tanışır. Reis siyah renkli güzel bir köpektir. Ama eve yabancı birini yaklaştırmamaktadır. Kemal, Reise göre evin yabancısı değildir... Kemal geldiğinde Reis yerinden bile kalkmaz. Kemal, adını söylerse kalkıp kuyruk sallar. Gülümseyen gözlerle Kemal’e bakar...
Kemal, bir yıllığına yurt dışına gider. Bu arada Mustafa’nın çok sevdiği köpeği ölür. Mustafa hemen yeni bir köpek arayışına başlar. Aynı renkte, aynı cins ve aynı boyda bir köpek bulur. O köpeği alır. Adını da Reis koyar...
Kemal, bir yıl sonra yurda döner. Dönüşünü Mustafa’ya haber vermez. Bir tatil günü Mustafa’nın evine giderek sürpriz yapmak ister. Tabii Kemal, Reis’in öldüğünden habersizdir.
Dış kapıyı açar. Köpek kulübesine bakar. “Reis!” diye seslenir. Reis ayağa kalkmaz ama saldırmaz da... İç kapının şifresini bildiği için kapıyı kolayca açarak içeriye girer. Mustafa ile karşı karşıya kalır.
Mustafa tedirgin bir şekilde:
- Kemal, köpek!... der.
- Ne olmuş köpeğe?.. diye sorar Kemal.
Mustafa Reis’in öldüğünü söyler. Yeni köpeğin saldırmamasına şaşırır!..
Yeni köpek, yani ikinci Reis, Kemal’e saldırması gerektiği halde saldırmamıştır!
Çünkü Kemal, köpeği gördüğünde hiçbir korku hissetmemiş. Aksine sevgi ile Reis’in adını telaffuz etmiştir. “
Yani Kemal, korkuyu korkutmuştur!..
31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde Ekrem İMAMOĞLU da hiçbir zaman kaybetme kelimesini düşünmemiş ve telaffuz etmemiştir. İyi de çalışmıştır. Yenilmez sanılanların yenilebileceğine inanmış ve başarmıştır! Korkuyu hiç aklına getirmemiştir. Korkuyu korkutan adam olmuştur!
Demek ki yenilmez sanılanlar da yenileniliyormuş!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!