“Kral Anoschirwan, Saray erkanıyla birlikte topraklarında dolaşırken, dağda ıssız bir alanda dinlenme molası vermiş.
Kralın aşçısı feryat etmiş:
- Soylu Sultanım, ben damağınızı tatlandırmak için buradayım. Fakat erzak depomuzda bir tuz zerresi bile yok. Tuzsuz yemeğin tadı çok kötü olur. Sultanım ben ne yapacağım?
Kral cevap vermiş:
- En yakın kasabaya dön. Orada tuz satan bir tüccar bulacaksın. Fakat gerçek fiyatını ödemeye dikkat et. Normalinden bir kuruş bile fazla verme!
Aşçı krala tekrar sormuş:
- Soylu Sultanım, bu dünyadaki herkesten daha fazla paraya sahipsiniz. Tuza biraz fazla ödeseniz ne olur? O biraz fazlalık sizin için nedir ki?..
Kral, aşçısının yüzüne dikkatle bakarak şunları söylemiş:
- Dünyadaki haksızlığa asıl yol açan bu küçük şeylerdir.
Küçük şeyler, sonunda bir gölü dolduran su damlaları gibidir. Dünyadaki büyük haksızlıklar, bu küçük şeyler gibi başlar! Bu sebeple git ve tuzu normal fiyatına al!..”
Bugün bizim memleketimizdeki büyük haksızlıkların kaynağı da küçük şeyler değil mi?..
Çoğu kötü olanın azı da kötüdür!
Çoğu tehlikeli olanın azı da tehlikelidir.
Çoğu zararlı olanın azı da zararlıdır!
Çoğu haram olanın azı da haramdır!..
Sorgulamayan, hakkını aramayan, yanlışa itiraz etmeyen ve bana ne diyenler bilmelidir ki bedeli başkalarıyla birlikte onlarda ödemektedir!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!