Atatürk Anadolu’da Türk milletini teşkilatlandırarak kurtuluş mücadelesi yaparken, İstanbul’da bulunan millî kuvvetler de boş durmuyordu.
Fransızların mıntıkası içinde olan Zeytinburnu Fabrikasından cephane kaçırılması devam ediyor. Fakat diğer işgal kuvvetleri haber almışlardır. Suçüstü yapmaya karar veriyorlar. İşgal kuvvetlerinin Başkanı General Baziliano başta olmak üzere olay yerine gelip mavnalara cephane yükletilirken yakalıyorlar. Teşkilattan iki kişi bu işe nezaret ederken tuzağa düşüyor. Bunlardan biri Fransız komutanı çağırma bahanesiyle kaçıyor.
Fakat diğeri yakalanıyor. İnkâr etmesine rağmen tutuklanıyor. Ancak yargılanması ertesi gün yapılacaktır. Onun için o geceyi bir Türk karakolunda, İtalyan askerlerin nezaretinde geçirmesine karar veriyorlar. Gece, subay olan bu tutuklu sivil zat, karakoldaki Türk subay ve erlerine hitap ediyor. Olayın aslını anlatıyor. Tarih: 25 Ağustos 1922.
Diyor ki askerlere:
- Vatandaşlarımız yurdumuzun kurtulması için çarpışıyorlar. Onlara cephane lazım. Ben bu vazifeyi yaparken yakalandım. Siz burada düşmana yardım ediyordunuz. Halbuki bu vatan hepimizindir. Ona hepimiz, milletimiz lehine hizmet edelim!
Bu konuşma Türk askerlerinin millî gururunu şahlandırıyor. Hep birlikte bir deniz motoruyla Anadolu’ya geçiyorlar.
Ertesi sabah İtalyan askerleri ne tutuklu subayı ne görevli Türk askerlerini bulabiliyorlar!..
Türk milleti bağımsızlığını kazanırken zaman ve mekan mefhumu tanımadan her an her yerde canını dişine takarak Türkiye Cumhuriyetine sahip olmuştur!
Cumhuriyetimizin kuruluşuna emeği geçenlerden Allah razı olsun!
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!