“Harun Reşit, bir bayram günü Bağdat’ın en geniş meydanına sofralar kurdurmuş. Bağdat halkını davet etmiş. Halk, sofralardaki yiyeceklere gıptayla bakarken, Harun Reşit at üzerinde meydana doğru yaklaşmış. Halk bu sefer Halifeye doğru yönelmiş. Onu övmeye başlamış. Yaklaştıkça atının altın koşumlarına hayranlıkla bakmış. Bu durumdan son derece memnun olan Harun Reşit, gururla atının üzerinden halkı selamlıyormuş. Tam bu sırada Behlül Dânâ Halifenin atının geminden tutmuş ve demiş ki:
- Ey Harun! Bugün önemli olan bu insanların karnını doyurmak değil, kalbini doyurmak!..
Mülkün sultanı olanlar tez unutulur. Aslolan gönüllerin sultanı olmaktır. Marifet kalplere sultan olmak!.. Mülklerin sultanı senin gibi, yedirdiği ile övünür. Sahip olduğu zenginliklerle gururlanır!..
Kalplerin sultanı olanlar tevazu sahibi olur. Halkına tepeden bakmaz. Övgü ve minnet beklemez!..
Harun Reşit, bu eleştiriyi dikkatle dinledikten sonra atını geri çevirip hüngür hüngür ağlayarak sarayına dönmüş!..”
Bu günün Harun Reşitlerine haddini bildirecek Behlüller çıkar mı acaba?.. Çıkarsa Behlül kadar şanslı olabilirler mi?
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!