Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiş. Temsil Heyeti ile birlikte çalışmalarına başlamıştı. Kendisine İstanbul’dan bir telgraf geldi. İstanbul Hükümetinin Ankaraya bir heyet gönderdiği yazıyordu. Mustafa Kemal bu heyetin Ankara’ya güvenlik içinde gelebilmesi için gerekli tedbirleri aldırdı. Heyet geldi. Aralarında mebus ve hukukçular vardı. Heyette bulunanlar Atatürk ile her konuyu görüştü. İstanbul’a dönmek için hazırlığa başladılar. Atatürk, heyete dedi ki:
- Ben sizi Türk milletinin namuslu, haysiyetli ve anlayışlı fertleri olarak telakki ettim ve sizinle öyle görüştüm. Sizin benimle görüştükten sonra beni terkedip İstanbul’a dönmeniz doğru olamaz. Bunu size yakıştıramam. Burada kalacak ve benimle birlikte çalışacaksınız!
Heyet-i Nasiha’nın Mustafa Kemal’e verdiği cevap:
- Pekala. Ama biz İstanbul Hükümetinden ve ona hâkim ecnebilerden talimat alarak buraya gelirken onlara geri döneceğimize dair namus ve şeref sözü verdik. Dediğin gibi burada kalacak olursak o sözümüzü tutamamış oluruz.
Mustafa Kemal derhal şu karşılığı verdi:
- Çok haklısınız. Sizi bu durumdan kurtarmak için hepinizi tutuklamam gerekiyor. Tutuklusunuz! Artık namusunuz kurtulmuştur değil mi?
Heyet, kendilerinin söylediklerini ve Mustafa Kemalin verdiği cevabı bir kâğıda yazarak imzalayıp kendilerine teslim etmesini talep ettiler.
Mustafa Kemal:
- Siz ne istiyorsanız yazın. Ben imzalayayım... dedi.
Belde hazırlandı. Her biri belgeyi ceplerine koydu.
Mustafa Kemal’i ikna edip İstanbul Hükümetinin istediğini yapmak için nasihate gelen heyet, Mustafa Kemal tarafından Millî Mücadele için çalışmak üzere ikna edildi. Daha sonra bu heyet en önemli görevlere getirildi...
İşte Mustafa Kemal’in kararlılığı ve ikna gücü...
Türkçülüğü konusunda zaten söylenecek söz yok.
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
Kaynak: Afet İNAN (ATATÜRK hakkında hatıralar ve belgeler)