Nerede bir tren görsem, Kırım gelir yadıma;
Mağdur, mazlum, çaresiz; Türk diyorlar adıma...
Sibirya'ya sürüldü, Kırım Türk'ü tirenle!
Zorbaya alkış tutmak, uymaz itiyadıma.
Tarih on sekiz mayıs, yıl bin dokuz yüz kırk dört;
Türk kasabı Sıtalin, Kırım'ın başına dert;
Yaşlı, kadın, çocuklar; doldurulmuş vagona;
Moskof subayın yüzü, en sert çelikten de sert!
İki ateş arası, Kırım Türk'ü yaralı;
Alman'la Rus tepişmiş, Kırım bahtı karalı;
Yiğitler can verirken düşmanların safında,
Ana, baba, bebeler; gider yolda sıralı!
Sibirya buz kesiyor, kırım Türk'ü muhacir;
Öz yurdundan Tatar'ı, Moskoflar etmiş tehcir;
Orda bilinmiyor yaz, kan donduruyor ayaz;
Gönüller hep gecede, gelecek mi o fecir?
Sibirya'da bir yiğit, Cemiloğlu Mustafa;
En güçlü zamanında, zulüm şahı Moskof'a;
Korku nedir bilmeden, işkenceler altında;
Zulme baş kaldırarak, kafa tutuyor kafa!
Ne zaman bir tren görsem, içim cız eder içim;
Rejimler çeşit çeşit, zulümler biçim biçim;
Zulmü Kabil başlatmış, mazlum her devirde var;
O zulmü görmezsem ben, insan değilim, hiçim!
06.06. 2017 F. KARATEPE