Ebul Vefa, bugün adını taşıyan semtte yaşıyor ve çevresindeki herkesten engin saygı görüyormuş.
Oğlu, mahalledeki kadınların eve su taşıdıkları deri tulumları ekmek şişi sokarak delmeye başlamış.
Uzun süre babasına duyulan saygıdan, kimse o delikanlıya bir şey diyememiş. Ama iş çığırından çıkıp kadınlar evlerine su taşıyamaz hale gelince, Ebul Vefa'ya durumu bildirmişler. Ebul Vefa çok üzülmüş. Şikayetçilerden özür dilemiş. Bir daha olmayacağını taahhüt etmiş.
Kendisi, oğlunun davranışına sebep olacak nasıl bir hata yaptığını düşünmüş. Bir sebep bulamamış. Durumu eşine söylemiş. Onun da ne gibi bir hatası varsa düşünüp söylemesini istemiş.
Anne, düşünmüş taşınmış bir hata bulamamış. Ebul Vefa ısrar etmiş:
- Oğlanın suçuna sebep ya senden ya benden! Bu sebebi buluncaya kadar düşüneceğiz!.. demiş.
Kadın bir süre sonra eşine şunu anlatmış:
- Efendi, ben oğlumuza hamile iken komşuya gitmiştim. Bir tabağın içinde ayvalar vardı. Komşu ikram etmekte gecikmişti. Çok canım çekti. Elimdeki oya tığını ayvaya sokup çıkardım. O deliğikten bir kere ayvanın suyunu emmiştim!
- İşte... Demiş Ebul Vefa. Anası oya tığıyla komşunun ayvasını delerse oğlu da komşuların su tulumunu ekmek şişiyle deler!..
Günümüzde yalnız su tulumlarına zarar veren bir nesil yok! Komşunun, halkın ve devletin her şeyine zarar veren bir nesil var!
Peki kendilerini sorgulayan anne babalar var mı?
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!