Atatürk, Amasya ziyaretinde Valilik Konağında vatandaşlarla sohbet ediyormuş. Misafirlerin arasında 50-55 yaşlarında, sakalı göbeğine kadar uzamış birini görmüş. Vali Bey’den adamın kim olduğunu sormuş. Daha sonra yanına çağırmış ve demiş ki:
- Şeyh Efendi, imanın ölçüsü sakalın uzunluğunda değil. Hiç olmazsa Peygamber Efendimizin sakalı gibi bırakıp çene altından kısaltsanız!..
- Emriniz olur Paşam!.. demiş, Şeyh. Sonra yerine geçmiş.
Aradan bir kaç ay geçince Atatürk, Amasya Valisini aramış. Şeyh’in sakalını sormuş. Vali, şeyhin sakalında hiçbir değişiklik olmadığını bildirmiş.
Atatürk, hemen bir yazı hazırlatmış. Yazıyı Amasya Valiliğine göndertmiş. O yazı sakallı şeyhe tebliğ edilmiş.
Yazının özü:
‘Afyon Valiliğine tayin edildiniz. Derhal Ankara’ya gelin. Görüşmek istiyorum!..’
Şeyh, yazıyı almış. Hemen sakalını kesmiş. Düzgün bir elbise giyip ertesi sabah Ankara’ya gitmiş.
Ankara’da elindeki yazı ile birlikte Atatürk’ü görmek istediğini beyan edince, Atatürk’ün huzuruna almışlar.
Atatürk demiş ki:
- Bak şeyh efendi, imanın sakalda olmadığını kabul etmişsin. Seni kutluyorum!..
Dışarıda biraz beklemesini emretmiş. Sakalsız şeyh dışarıya çıkınca yazıcısına ikinci emrini yazdırmış:
- Bir valilik için kırk yıllık sakalından vazgeçmişsin. Vali olduğunda önüne çıkacak bir menfaat için milletinden de vazgeçebilirsin. Seni böyle zor bir durumda bırakmak istemem. Afyon Valiliği görevin iptal edilmiştir...
Şeyhe bu yazı tebliğ edildiğinde sakalını kestiğine pişman olmuş mudur bilmiyoruz!..
Ama kişiliğini ele vermiş...
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!