“Üsküp o kadar eski ve o kadar Türk’tü ki İstanbul ve Selanik’ten gelen yeni kelimeleri, yeni eşyayı, hatta yeni şarkıları alafranga telakki ederlerdi. Balık suyu idrak etmediği gibi Üsküp de Türklüğünü idrak etmiyordu, bütün Türk şehirleri gibi kendine sadece Müslüman diyordu. Mağmafih yanında Müslüman unsur olan Arnavutlar vardı.
Arnavutlar Rumeli’nin son senelerinde yâr ve ağyârca itibarda idiler. Sultan Abdülhamit Arnavutları seviyordu, nazlarını çekiyordu. O zaman milletin bu gözde oğulları Üsküp’te gerek hükûmetten gerekse halktan, Avrupalıların gördüğü imtiyazlı muameleyi görürlerdi; İstanbullular Alafrangaya özendikleri gibi Üsküplüler de Arnavutluğa özenmeğe başladılar.
Cahil İstanbullu Üsküp’ü Arnavut şehri zannediyordu. Halâ da öyle zannedenler vardır. Bundan yirmi sene evvel Üsküp halkı Belediye Reisini, Vali Hafız Mehmet Paşayı istememek gerekçesiyle ihtilâl çıkarmış. Yıldız bu ihtilâlden ürkmüş, Üsküp’ü Arnavutluğun merkezi sandığı için Hakkı Beyi, Mahmut Esat Efendi’yi ve daha bir kaç Bâbıali siyasisini heyet halinde göndermişti. Hakkı bey Üsküp’e gelmiş, padişah namına eşrafı davet etmiş, nasihate koyulmuş.
Lakin dikkat etmiş ki bu eşraf Türkçe konuşuyor da Arnavutça bilmiyormuş. Üsküplülerin Arnavut olmadıklarını anlamış ve derhal hiddetlenmiş: ‘Biz de sizi Arnavut zannediyorduk, çıkın burdan!..’ diye kovmuş.”
Yahya Kemal: HATIRALARIM. sayfa: 47
Osmanlı Türk milletinin kurduğu bir devletti. Çöküş döneminde devletin asıl sahiplerine yaptıklarını görüyor musunuz?
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!