AİLE ve İLETİŞİM
“Biz birbirimizin hayatına giremeyen, çıkmayı da beceremeyen iki kişiyiz sadece.”
Franz Kafka
Tüm insan ilişkilerinde olduğu gibi, olumlu bir iletişimin içindeki temellerinden biri de sevgidir.
Sevdiğimiz insana karşı daha anlayışlı ve hoşgörülü olduğumuz yadsınamaz bir gerçek. Ancak aile ilişkilerinde ve iletişiminde bu durum biraz daha karmaşık bir hal alabiliyor. Hayatta en sevdiğimiz kişiler olsalar da bazen aile bireylerimiz iletişimimizin en az olduğu kişiler olabiliyor. Ya da ilgimizin daha az olduğu..
Aynı evde yaşadığımız halde günde otuz kırk dakika sadece akşam yemeklerinde gördüğümüz 16 yaşındaki çocuğumuzla neyi ne kadar paylaşabiliyor, O’nun yaşadıklarını, duygularını ne kadar biliyoruz? Eşimizin, çocuğumuzun bize toplumsal rollerimizle biçilen ihtiyaçlarını karşılamaktan ne kadar ileri gidebiliyoruz? İlgi ve paylaşıma destekleyebiliyor muyuz ? Yoksa,
“ Sevmeseydim yanında olmazdım”
“ Sevmeseydim evlenmezdim”
“ Sevmeseydim çocuk yapmazdım”
“ Sevmeseydim burada durmazdım”
“ Sevmeseydim çamaşırlarını yıkamazdım “
Gibi cümleler sevgi göstergesi olmadığı gibi, sorgulamayı da beraberinde getiriyor.
Doğa ve hayat gibi insanda boşluk sevmez. Her boşluk yerini dolduracak bir olgu muhakkak bulur.
Bu nedenle sevgimizi ilgi bile beslememiz, emek vermemiz gerekir.
Çiçekleri çok sevdiğini söyleyen, ancak evinde bulunan çiçeklerin sulamayı bile unutan birinin sevgisi kadar gerçeği yansıtmaktadır.
Ailenin öneminden dem vurur, toplumun yapısını, ailenin temelinde ararız. En çok ailemizi sevdiğimizi söyleriz ama bunu göstermeyiz. Anadolu'da “ El iyisi değil ev iyisi olmak .” şeklinde bir söylem var. Maalesef başkalarına gösterdiğimiz ilgi, hoşgörü ve anlayışı en yakınlarımıza, ailemize gösteremeyiz.
Bir çift ve bir arkadaşlarının bulunduğu sohbet ortamında, arkadaşları olan kişi, ” bir süredir yemek yemediğini, tamamen iştahın azaldığını” ifade ediyor. Çiftten erkek olanı arkadaşına ; “Bunun normal olduğunu, stresli ve baskı altında bulunduğunu” belirterek hoşgörü ve anlayışla yaklaşıp ilgi gösteriyor. Oysaki daha birkaç gün önce çift benzer bir konuşma yapmış erkek eşine durumu abarttığımı söyleyerek tamamen empatiden, hoşgörüden ve duyarlılıktan yoksun bir cevap vermiş, eşini tamamen ilgisiz ve yalnız bırakmıştır.
Önce eşimize çocuğumuza değer vermeyi deneyelim.
Konuşurken dinlemeyi, dinlerken anlamayı mesela…
Göz göze gelmeyi…
Kalp gözüyle görmeyi…
- “Bugün çok yoruldum” dediğinde
- “ Ne yaptın sanki bütün gün” yerine
- “ Gel otur sana bir çay vereyim “
Diyebilmeyi deneyin.
Korkmayın şımarır, korkmayın kullanır. İnsan değer, ilgi gördükçe: anne olur, baba olur, eş olur, evlat olur.
İnsan doğası, yaratılışı gereği, iyilikte taşır kötülükte, sevgide taşı nefrette… Ama hangi tarafını göstereceğini bilinenin aksine insanın kendisi belirler. Bunu önce düşünceleri, sonra davranışları ve seçimleri ile yapar.
UNUTMAYIN “ Düşünce duyguyu, duygu davranışı, davranış çevremizdeki tüm insanları etkiler.
Sevgiyle Kalın
Net ve güzel yazı yüreğinize sağlık duygularımıza tercüman oldu teşekkürler
Canım arkadaşım bu güzel bilgi paylaşımın kalbinin güzelliğini de anlatıyor aslında hep sevgiyle kal
Canım arkadaşım bu güzel bilgi paylaşımın kalbinin güzelliğini de anlatıyor aslında hep sevgiyle kal
Çok güzel anlatmışsın abla hem aile hemde dostlarla o*** ilişkilerimizi okurken hem zevk hem duygusal anlar yaşadım