“Bu taşındır diyerek Kâbe’yi diksem başına,
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına,
Sana gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle,
Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana,
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana…”
En güzel gelincik, en parlak, en kırmızı en büyük gelincik… Nerede yetişir bilir misiniz? Hemen söyleyeyim…
Anadolu'da… Neden mi?
Çünkü o gelincikler şehitlerimizin kanlarıyla sulanır.
Kan Çiçekleri der Gelibolulular gelinciğe. Bahar gelmeye görsün, her yanı kırmızılar basar Gelibolu’da, Anadolu’da. Gelibolular çok sever gelincikleri. Çünkü de derler ki;
“ Açan her gelincik kan çiçeğidir. Yiğit askerlerimizin her birİ gelincik olmuş, Gelibolu'nun sert rüzgârlarına direnir de gitmez toprağından.”
Vatan toprakları kana bulanmış, biter mi hiç Kan Çiçekleri…
“Topraktan mı sürmüş
Candan mı kopmuş?
Açar Yediveren Kan Çiçekleri
Türkü mü, şiir mi, ağıt mı yoksa?
Açar Yediveren Kan Çiçekleri…
Gelincik insan ömrü gibidir. Doğdu yaşadı, dünü var. Yaşıyor bugünü var. Ama yok yarını. Ne olacağı belli değil yarın gelinciğin.
Yine bahar geldi. Yurdumun dört bir yanında gelincikler açıyor artık. En büyüğü, en parlağı, en kırmızısı. Her biri bir Şehit , her biri kan. Her biri baba, yar, gardaş, arkadaş, yavru. Her biri Mehmet.
İyi bakın onlara. Bir daha düşünün gelinciğin rengini kırmızısını… Biraz ara verin para, makam, yaşam sevdanıza.
Bir daha bakın o Vatan sevdalısı GELİNCİĞE…