BUCAK ZEYBEĞİ (Derleme)
BUCAK ZEYBEĞİNİN BURDUR HALK OYUNLARINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ
HASAN AKIN-ALİ TURAN-HAKAN ACAR
Halk Kültürü’nün bir unsuru olan Halk Oyunlarında oyunun doğuşu; insanın doğayla olan ilişkisi sonucu su, toprak, yağmur sel, ay, güneş hayvan ve bitkilerden etkilenmiş, korku, endişe ve beğenisini taklit yoluyla öğrenmiş elle ritmi, sesiyle ezgiyi keşfederek yapmış olduğu hareketle oynamaya başlamıştır. Daha sonra kendinden güçlü sandığı doğa olaylarına, korku ve endişenin sonucu inanarak, inanç sistemlerini (Şamanizm) geliştirmiştir.Dini duygularla tanrıya yakın olmayı, mistik duygular ile ifade etmiştir. İçe dönük psikolojik duygularla, haz ve elemi, kötü ruhlardan kurtulma amacıyla, büyü ve büyücülüğe, dışa dönük sosyal olgularla, toplumsal değerleri ve törenleri; töre, gelenek görenek, kına, düğün, asker uğurlama, hatta konuk ağırlamaya kadar oyunlaştırarak yaygınlaştırmıştır. Bu bağlamda oyun insan yaşamında vazgeçilmez bir unsur olmuştur. (AND Metin,1974-1985)
Oyun; Türkçe bir kelime olup doğuş kaynağı ilkel dinler ve Şamanizm’dir. Kültürden eski ve kültürün oluşumunda başlıca etmen olan oyun; İçgüdüsel olarak insanda var olan temeli, din ve büyü ile ilgili töre ve törenlere dayanan, toplumların kültürel yapılarına göre şekillenen ve toplumdan topluma farklılık gösteren, yer ve zaman bakımından günlük yaşamdan farklı, isteğe bağlı gönüllü hareketlerdir. Halk oyunları; Üreticisi insan, oynayanı insan, izleyeni insan ve konusu da çoğu zaman insandır. İnsanı konu edilen oyun insanın geleneksel kültürün, yani insanın yaşayışını, gelenek halinde süre gelen davranış kalıplarını ve uygulamaların, kültürel bölge çerçevesinde insanların oluşturdukları halkın iletişim aracı olmuştur.(Öğr.Gör.KILINÇ Yılmaz;Halk Bilimi(Folklor)Tanım ve İşlevleri)
Bucak İlçemizde yeni derlediğimiz Bucak Zeybeğinin nesiller boyu kaynak kişiler tarafından günümüze aktarılarak yaşatılması ve halen toplantı,düğün gibi eğlencelerde oynanması dinamik kültür yapımız bakımından önemlidir. Burada bizim yapmış olduğumuz bir tespit olup kaynaklarımızın ifadesi ile uzun yıllardır Bucak ve çevresinde düğün ve eğlencelerde Bucak Zeybeği oynandığı belirtilmiştir. Bucak Zeybeği’ni Burdur Halk Oyunları Literatürüne kazandırarak kültürümüzün aktarılması ve yaşatılmasına katkı sağlamak amacıyla 2012 Yılında Burdur ili Bucak İlçesinde Hasan Akın, Ali Turan ve Hakan ACAR ile yapmış olduğumuz bu derleme çalışması derlemekonusu Bucak Zeybeğinin Burdur Halk Oyunlarının dinamikliğin göstergesi bakımından önemlidir. Bucak Zeybeğinin hareket yapısı ile oyun figür özelliklerinin irdelenerek Halk Kültürümüzde Burdur Halk Oyunlarının Bucak Zeybeği ile derlemenin dinamik değişen kültür hazinemizin arşivlenmesinin önemi ve gerekliliği vurgulanmaya çalışılmıştır.
Bu çalışmada bu zeybeğin Burdur ve çevresinde oynanan diğer zeybeklerden farklı benzerliklerine yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Burdur Halk Oyunları, Bucak Zeybeği, Teke Yöresi
T.H.O.F.Ulusal Hakemi, T.H.O.F.Ulusal Hakemi, Öğr.Görevlisi
Giriş;
Halk oyunları insanın, geleneksel yapı içerisinde süre gelen yaşam biçimini, inançlarını, tinsel ve sosyal değerlerini, duygu ve düşüncelerini, harekete ve hareketler serisine çevirerek, ritim eşliğinde, ezgili veya ezgisiz, anonim üretimlerle yaygınlaştırılıp, bireysel veya toplu olarak beden diliyle anlatma biçimidir.(Öğr.Gör.KILINÇ Yılma;Halk Bilimi(Folklor)Tanım ve İşlevleri.)
Yaratıldıkları yöre halkının yaşam biçimini, kültürel birikimini ve gelişimini, duygu, düşünce yapısını, yaşam algılayışını, gelenek görenek,örf-adet özelliklerini inançlarını doğa olayları karşısındaki tutumunu geçmişten günümüze tüm açıklığıyla taşıyan Türk Halk oyunları ve Türk Halk müziği, yaratımları ve sunuluşlarının birlikte gerçekleşmesi nedeniyle birbirinden ayrılmaz bir bütündür.(Coşkun Köksal; Türk Halk Oyunlarının Sahada Derlenmesinde müzikle ilgili sorunlar ve çözüm önerileri. Türk Halk Oyunlarının Sahada Derlenmesinde Karşılaşılan Problemler Sempozyumu;2000Kültür Bakanlığı)
Türkiye’de Halk Oyunlarımıza baktığımızda; Dinsel, büyüsel kökenli taklide dayalı oyunların halen günümüzde yaşamakta olduğunu görürüz.”Ancak Bu günün ne seyircileri ne oyuncuları bu oyunların niçin oynandığını kesinlikle bilmemektedir. Onlar çoğunlukla oyunların eğlenmek için oynandığını sanmaktadır. (EROĞLU Türker: Halk Oyunları El Kitabı. İstanbul 199.)
Bu durum oyunun biraz hafife alınmasına neden olmuştur. Çünkü iş haricinde boş vakit geçirmek için yapılmaktadır. Oysa Huizinga[1] oyun oyun olmayan bir gayeye varmaya yarar demiştir.(KARABAŞA Solmaz. Burdur İli Halk Oyunlarının Günümüzdeki Durumu ve Düşündürdükleri. Milli Folklor.)
Oyunun kökenindeki anlamından gittikçe uzaklaşmasına rağmen; kişiye verdiği ruhsal tatmin ile psikolojik birlikteliği sağlama ile toplumsal vbg.işlevlerin öne çıkması, dikkatleri gene üzerine çekmesine sebep olmaktadır. Çünkü Dans edilmediği takdirde insanlarda duygusal, sanatsal, fiziksel ve sosyal bir eksiklik hissedilmektedir.(Aktaş, 1999;15 Temel Dans Eğitimi İzmir Ege Üniversitesi Basımevi)
Derleme, bir ülkenin kültür mirasını oluşturan tüm belge ve yayınlarıdır. Bu tanım basılı yayınlar kadar yeni bilgi taşıyıcılarını da içermektedir. 1617’ de Fransa’da başlayan derleme çalışmaları,Ülkemizde Matba’nın gelişi ile 1857 de başmaktadır." 1934 yılında çıkarılan Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanun’u ile, ancak kültürel boyut kazanmış olan derlemenin, bu gereksinimi tam anlamı ile karşıladığını söylemek ise mümkün değildir. Çünkü bu kanunun çıkmasından sonra gerek uygulamadan ve gerekse değişen koşullar karşısında yasanın etkinliğini yitirmesinden kaynaklanan sorunlarla karşı karşıya kalınmıştır.(Coşkun Polat; Ankara, 1999; Başlangıcından Günümüze Ülkemizde Derleme Çalışmaları.)
Cumhuriyetin ilk dönemlerindeİstanbul Belediye Konservatuvarı 1926ve 1928 yıllarında Mahmut Ragıp GAZİMİHAL, Yusuf Ziya DEMİRCİOĞLU, Ferruh ARSUNAR, Muhittin SADAK, Yusuf YEKTA, Abdulkadir İNAN’ın, 1926-1928-1929 olmak üzere Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde Anadolu dans ve Türkülerini derleme çalışmaları ilk derleme çalışmalarının başlangıcını oluşturmaktadır. (Türk Dünyası Kültür Atlası;2006-553.)
Halk oyunlarının kurumsallaşma sürecinin Halkevleri ile başladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Değerli folklor araştırmacısı Şerif BAYKURT ilk basımı 1976 yılında yapılan “Türkiye’de Folklor” adlı kitabında “Halk Oyunları ile ilgili çalışmalarda en büyük canlılık Atatürk’ün isteği ile 1932 yılında kurulan Halkevleri ile kendini gösterdi demiştir.Halk oyunları açısından dönemin milat noktası olarak kabul edeceğimiz en büyük gelişme Yapı Kredi Bankası tarafından gerçekleştirilmiştir. ”Türk Halk Oyunları yaşatma ve yayma Tesisi” Bu oluşumla halk oyunları bayramı düzenleyen YKB 1953 yılından sonra 1968’lere kadar Anadolu’nun her yöresinden mahalli ekiplerin kurulmasına, oyunların toplanıp düzenli bir şeklide oynanmasına,ve Türkiye’nin her yerinden İstanbul Açık Hava Tiyatrosunda açık mekanda bütün Türkiye’ye tanıtım imkanı sunmuştur. Özetle Cumhuriyetin kuruluşundan 1960’lara kadar halk oyunlarının kurumsallaşması ve yaygınlaşmasında Halkevleri, Köy Enstitüleri,Yapı Kredi Bankası, Türkiye Milli Talebe Federasyonu,1960’dan sonra ise Türk Ticaret Bankası, MEB. Milli Folklor Dairesi, Folklor Kurumu ve Milliyet Gazetesi adlı kurumların isimleri ön plana çıkmaktadır.(ETKEN Nihal Cömert. KIYMAZ İlke.1960-1980 Yılları Arasında İstanbul’da Halk Dansları.)
Teke Yarımadası, denilince antik Likya bölgesi, Teke Yöresi denilince Antalya, Burdur, Isparta, Fethiye, Ortaca, Muğla, Acıpayam, Kızıl Hisar, Çameli, Honaz, Dinar, Başmakçı, Yalvaç, Şarkikaraağaç, Cevizli, Akseki, Manavgat, Korkuteli, Alanya’yı kapsayan geniş bir bölgeyi kapsamaktadır. “Meydan Laurosse” de Teke Yöresi maddesinde “Teke Oyunlarının yaygın olduğu Antalya, Burdur ve Isparta İlleri eskidenHamitoğulları Beyliğinin bir bölümü olan Teke Beyliği sınırları içerisinde yer aldığı için, bu oyunları Teke Beyliği ile ilişkili olduğu sanılmaktadır. Teke Oyunları; Burdur, Isparta ve Antalya yörelerinde Türkmen Yörüklerinin oynadığı halk oyunlarına verdiği adlandırmadır. (ERKAN Yusuf; Cumhuriyet Dönemi Teke Yöresi Burdur Halk Sanatçıları;2014)
Anadolu’nun güneyinde, doğu-batı istikametinde bugünkü Fethiye ile Anamur arası, kuzeyde ise Afyon, Dinar, Dazkırı, ve çevresi ile Isparta’nın Şarkikaraağaç, Yalvaç, Yenişarbademli, ve Sütçüler ilçelerinin güney taraflarını içine alan merkezi Burdur olan bölgeye Teke Yöresi olarak adlandırılır.Ancak Teke Bölgesi dediğimiz bu bölge; Yörük yaşamının ve iskanının yoğun olduğu bir yerdir. Bölgede yüzlerce yıl sosyal ve kültürel kimliklerini geliştiren Yörükler yazın yaylada, kışın da sahilde sürdürdükleri konar-göçer yaşamın etkisiyle çok fazla iç içe girmiş bir kültürelyapıgösterir.Bölgemize yeni yerleşmişSarıkeçili Yörüklerinin yanı sıra; Karakoyunlu, Karakeçili, YeniOsmanlı, Eskiyörük, Honamlı,Töngüçlü, Hayta, ÇakalYörükaşiretlerinin iskan etmiş olmasından kaynaklı etkin bir Yörük kültürüyle karşılaşılır. Teke adı 1271 de Karamanoğlu Mehmet Beyin izni ile bu bölgede kurulan Teke Devletinin adından gelmektedir. Teke Paşanın bu devletin adı hem yöreye hem de kültürüne ad olmuştur.(Antalya.Valiliği;http://www.antalyakulturturizm.gov.tr/)
Burdur yaklaşık dokuz bin yıllık tarihi ile Batı Anadolu’nun en eski yerleşim yeri ve Teke Yöresi olarak bilinen bölgenin kültür merkezidir. Bu gün çeşitli medeniyetlerin izlerinin bulunduğu il tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleri ile dikkat çekmektedir.(YILDIZ G.KAZAN Ş.Teke Yöresinin Merkezi BurdurHalk Kültürü ile Müziğinden Esintiler.)
Burdur Halk Oyunları
Tarihsel süreç içerisinde günümüze kadar aktarılan Burdur Halk Oyunlarının doğa ve insan sevgisi hayvansevgisi, insanı işleyen hareket ve ezgilerden oluşarak duygu ve düşüncelerini aktardığını da gözlemlemekteyiz.Anadolu’nun hemen her yerinde gördüğümüz gibi Burdur ve çevresinde oyunlar başta düğünler olmak üzere, Nişan, Sünnet, yayla şenlikleri, kutlama, tören vb. gibi vesilelerle veya çeşitli kurumlarca halk oyunlarını yaşatmak ve yaymak amacıyla düzenlenen yarışmalar ile oynanmaktadır. Solmaz KARABAŞA Türk Halk Oyunlarının Sahada Derlenmesinde Karşılaşılan Problemler Sempozyumunda Türk Halk Oyunlarını Doğal ortamında sergilenen oyunlar, Sahnelenen oyunlar başlığı adı altında ikiye ayırmıştır. Buna katılmamak mümkün değildir, halen doğal ortamında tespit edilemeyen Bucak Zeybeği gibi oyunların olduğu ve sahneye taşınmadığını görmekteyiz. Aynı görüşü paylaşarak bizlerde Burdur Halk Oyunlarını ikiye ayırmaktayız
1-Doğal ortamındaki yaşatılan halk oyunları(Düğün, Nişan, Sünnet, Eğlence, Asker Uğurlama, Festival,vbg. )
2-Sahnelenen halk oyunları. (Çeşitli kamu kurumlarınca yapılan yarışmalarda sergilenen halk oyunları, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Halk oyunları Federasyonu, Kültür Bakanlığı vb. gibi kurumların Halk Oyunlarını yaşatma ve yayma amacıyla düzenlemiş olduğu yarışmalar.)
Her ne kadar doğal ortamında sergilenen halk oyunlarında halen kadın ve erkeğin birlikte oynamadığı görülsedesahnelenen halk oyunları yarışmalarında kadın ve erkeğin bazı oyunları birlikte oynadığı görülmektedir.Burdur halk oyunlarında bu güne kadar altmışa yakın oyun ismi literatürde gözükmektedir. Oyunlarda ortak olarak gezenleme, çökme, dönme, sallama, sürtme, tek diz, çift diz, tek dönme, çift dönme, atılma, çırpmalı atılma vbg. gibi figürler kullanılmaktadır.(AKIN Hasan. Burdur Halk Oyunları.MEB.OİDB.Halk Oyunları Seçici Kurul semineri 2004 Sivas)
Muzaffer SARISÖZEN 1937 yılında A.Kutsi Tecer, Halil Bedi Yönetken, Ulvi Cemal ERKİN ile ilk derleme gezisini gerçekleştirirler. 1938 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı folklor arşiv şefliğine tayin edilmesi ile 1952’ye kadar on altı defa derleme gezisi düzenlemiştir. Bu yurt gezilerinden Altıncısında Halil Bedi Yönetken, ve Teknisyen Rıza YETİŞEN ile 2 mayıs 1942 yılında yılında Burdur halk evinde Tepeli Hasan Çavuş lakaplı Hasan BÜYÜKÇON, Süpürgeci Mehmet ve Rahmi UĞURdan oyun ve müzik derlemelerinde bulunmuştur.(ELÇİ A.coşkun; M.SARISÖZEN, Hayatı Eserleri Çalışmaları, Kültür Bakanlığı,1997)
Bu derlemeler Burdur oyun ve müziklerinin ilk derlemelerinin başlangıcını oluşturmaktadır. Daha sonra Halil Bedi YÖNETKEN, Ahmet Kutsi TECER ve ekibi Aziziye köyüne giderek oyun ve müzik derlemelerinde bulunarak 1955,1957,1964 yıllarında İstanbul’da Yapı ve Kredi Bankası tarafından gerçekleştirilen Halk Oyunları Bayramına Burdur Aziziye Köyü Halk Oyunları ekibini üç defa davet ederek Burdur Teke oyunlarının tanınmasında önemli rol almışlardır.(ETKEN Nihal Cömert.İlke KIYMAZ.1960-1980 Yılları Arasında İstanbul’da Halk Dansları)
Ali YÜCEL(13.04.2010)tarihli anılarında Yönetken’inAziziye gezisini şöyle anlatmaktadır.“1958 yılında Halil Bedii YÖNETKEN ve Ahmet Kutsi TECER, Folklor araştırmaları için Aziziye köyüne gelmişlerdir.Aziziye köyü halkı bir meşale yakarak, orta oyunları, halk oyunları ve gece muhabbeti ile gösterilerini sunmuşlardır. Bu gösteri ve oyunlarda çok memnun olan hocalar, sazcılar; Musa BAŞER ve Kemal KALKAN, Kavalda; Mehmet BOZCA, Boğazda; Ahmet CAN ve Mustafa CEYLAN, Oyuncular; Arif KARAKAŞ, Mehmet AKSUNGUR, Hüseyin Ali ACAR, Musa ÇETİN, İsmail KARACA ve RafetATMACA’dan oluşan Aziziye halk oyunlarını ekibini oluşturmuşlardır.” Daha sonra bu ekibin Ahmet Kutsi TECER’in daveti üzerine İstanbul Radyosunda gösteri yaptığını söylemiştir.(ÇAĞIRGAN Gökhan;Teke Yöresi Halk Oyunları ve Müziği Burdur Örneği Musiki Dergisi 04.02.2015)
Sayın Yücel 1958 yılında Aziziye Köyü Halk Oyunları Ekibinin kurulduğunu söylese de Yapı Kredi Bankası Halk Oyunları Bayramı program arşivlerinde Anadolu’dan davet edilen halk oyunları ekipleri listesinde 1955 yılında Burdur, 1957 ve 1964 yıllarında Burdur (Aziziye Köyü) olarak Burdur adına katıldığını görmekteyiz. Bu da bize Aziziye Köyü Halk Oyunları Ekibinin 1955 ve daha öncesi kurulduğu arşiv belgelerinde yer aldığını göstermektedir.
Bu güne kadar günümüze aktarılan Burdur halk oyunları birbirine bağlı olmayan bağımsız oyunlardır. Bu nedenle tek kişi oynaya bildiği gibi iki, üç yada daha fazla kişi ile birlikte oynanmaktadır. Genelde tercih edilen iki kişidir, fazla kalabalık tercih edilmez ama bazı yerlerde zeybeklerin alaylı çok toplu oynandığı görülmektedir. Oyuncular genellikle uyuma önem verdikleri için eşlerini dikkatli seçmektedirler. Bazı kişiler oyunu göstermek ve kendilerini ifade edebilmek için tek başına oynamayı tercih ederler. Erkekler tarafından Toplu oynanan zeybek oyunları daire etrafında dönülerek oynanır. Kadınlar tarafından oynanan kadın oyunları daire etrafında oynandığı gibi bazı kadın zeybekleri karşılıklı ve tek başına da oynanır. Oyunda her ne kadar dönüş, çöküş diz ve ayak vuruş gibi temel figürler varsa da, kişi bunları yeteneğine bağlı olarak ilaveler yapıp oyunu süsleyebilir.(KARABAŞA Solmaz.Burdur İli Halk Oyunlarının Günümüzdeki Durumu ve Düşündürdükleri.Milli Folklor,)
Burdur kendi çevre kültürünün özellikleriyle,Teke yöresi kültürünün özelliklerini yansıtan türkü ve oyun havaları ile tanınır. Yakılan türküler ve oyunlarda efelik, sevda, ölüm, kız kaçırma, doğa, gurbet konuları işlenmiş olup yörede hayvancılığın önemli bir geçim kaynağı olması nedeni ile yöreye özgü teke hayvanın hareketlerinden esinlenerek, oyun oynandığı görülmektedir. Hamit ÇİNE sözlü ve sözsüz oyun havalarını diye ikiye ayırarak bunların erkekler için ayrı zeybek oyunları, kadınlar için ayrı zeybek oyunları olduğunu belirtmektedir. Yörenin ezgi yönünden çok zengin olan türkü ve oyun havalarını şöyle sıralayabiliriz. Gurbet havaları, Teke Zortlatmaları, [2]Teke Zeybekleri, Kabaardıç, Kırık havalar, Dımıdan[3], Boğaz havaları,(ÇİNE Hamit.Burdur’dan Damlalar 2000.)
DEMİRSİPAHİ Cemil;Teke zortlatmalarında Teke denilen keçinin simgelenmesi rahatlıkla görülür. Ancak öteki oyunlar incelenirse bütün teke oyunları zortlatma dan oluşmuş değildir. Örneğin Keklik, Kesinti, Zeybekler, Mengi,Samahlar, Sallama, Okşama Havası, peşrev, hada oyunları, Teke davranışları ile ilgili bağlantılı değildir. Teke Türkmenlerinin oturduğu yörede oynan oyunlara teke oyunları adı verilmektedir.(DEMİRSİPAHİ Cemil;Türk Halk Oyunları 1975,Türkiye İş Bankası)
Günümüzde Teke yöresi oyunlarının halk bilimciler tarafından farklı sınıflandırmalar yapılarak bir sonuca varamadıklarını görülmektedir. Örneğin Gurbet havaları zeybeğe başlamadan önce saz eşliğinde söylenmesine rağmen bir oyun gibi algılanmıştır. Teke Zeybekleri tüm yöreyi kapsamına rağmen bazı oyunlar sayılmış Bazıları sayılmamıştır. Demir Sipahi “Türk Halk Oyunları” kitabında Teke Yöresini Taşeli Platosundan Fethiye körfezine kadar tanımladığı için Silifke ve İçel oyunlarından bazılarını teke yöresi oyunları kategorisine almıştır. 1942 Yılında Halil Bedi Yönetkenin Burdur Aziziye Köyü derlemelerinde Kaynak kişi Musa Başer ile yaptığı derlemede Silifke yöresinde halen oynanmakta olan Yayla Yollarında göç katar, katar türküsünü derlediği bilinmekte olup kayıtları mevcuttur. Boğaz Havaları, yörede iki farklı şekilde yapılmasına rağmen oyun gibi algılanmasına sebep olmuştur. Günümüz de doğal ortamına göre bir sınıflama yaparsak.
Burdur Yöresi Zeybekleri;
Ağır Zeybekler;(Alyazma Zeybeği vbg.)
Kıvrak Zeybekler;(Serenler Zeybeği vbg.)
Kırık Zeybekler; (Karinom, Haymanalı, Hükümet, Torunlar, Dirmil, vbg.)
Teke Zortlatmaları, (Yayla Yolları,Dattiri,Goçamın Gürlemesi,Hadi Gari, vbg.)
Düz Kadın zeybekleri; (Meşeli,Karaman,vbg.)
Kaba ardıç; Oyun hareket yapısı itibarı ile teke hayvanın otlaması ve hareketli zıplamalarını tasvir etse de ezgi ve usul bakımından farklı sınıflandırılması gerekmektedir.
Geleneksel olarak oyun sırası ağırdan hızlıya (kıvrağa) doğrudur ve dairesel bir dizide oynanır. Yine geleneksel olarak erkek veya kadın bir oyuncu oyunu bitirdikten sonra yerine oturmadan başka bir oyuncuyu elinden çekerek oyuna kaldırır. Tüm oyunlar geleneksel olarak gezenneme ile başlar. Gezenneme havasıyla oyuncu kendisini oyuna, hazırlar havaya ısınır. Gezenneme havası oyunun ezgi yapısına uygun ölçülü veya serbest dizide sözlü ya da sözsüz gurbet içerikli ezgilerdir. Gezenneme süresi bu ezgilerden bir kıta veya beyit’lik zaman kadardır. Burdur ve yöresinde düğün ve eğlencelerde erkekler tarafından oynanan oyunlarda oyun üçtür kuralı geçerlidir, oyuna çıkan kişiler yöreye özgü ağır, kırık[4] ve hızlı olarak oynan oyunlardan üç tanesini oynamak zorundadırlar. Eğer iki oyun oynarlarsa sen kadın mısın diye takılırlar. Kadınlar genel olarak en az iki oyun oynarlar.(H.ÇİNE.Burdur’dan Damlalar 2000)
Oyuna çıkan kişi ve kişiler ilk önce yeteneklerine göre genelde daire etrafında gezenleme yaparak ortama hazırlanır ağır zeybek veya kesinti zeybeği [5]dediğimiz Alyazma Zeybeği, Avşar Zeybeği, Kazım Zeybeği, Serenler Zeybeği, Bucak Zeybeği, vbg.oyunlarla başlarlar, ikinci oyun olarak yörede kırık zeybek diye adlandırılan, Karinom Zeybeği, OrtacadaEvizimz, Sarı Zeybek, Torunlar, Haymanalı, Dirmildedir Evimiz vbg.zeybek oyunları ile devam edilir, üçüncü kısımda ise teke zortlatmalarından Ovalar ovalar, İlimon Yar, Menevşeli,Yayla Yolları, Goca Çamın Gölgesi, Fıldır, Kov Bostancı, Ak fasulye oldumu, Hadi Garivbg.gibi oyunlar oynanarak final yapılır.
Kadınların kendi arasında yaptıkları eğlence ve düğünlerde genelde mahalli kadın sanatçılar ile birlikte veya kendi aralarında tef, leğen, çanak çalarak daire etrafında veya karşılıklı kendilerine özgü özellikte kadın tavrında Meşeli, Menevşeli, Karamanlı, Gel Efendim, Kezban Yenge, Erik Dalı, Karamanlı, İğnem düştü, Şişedeki Gülyağı, Kabaardıç, Tivist, vb gibi oynadıkları da görülse de yukarıda bahsedilen, bazı zeybeklerden Serenler, ayazma, avşar, teke zortlatmaları ve Haymanalı gibi erkek zeybeklerini de oynadıklarına rastlanılmaktadır.Kadınlar arasında oyunlar genellikle ağır olan kadın zeybeklerinden başlayarak ölçülerine göre ağırdan hızlıya doğru oynanır. Bazı yerlerde Teke Zortlatmalarınakadınlar arasında Tüngümeli, Sürttürek dendiği gibi ağır olan kadın oyunlarına düz oyun denir.(H.AKIN. Burdur Halk Oyunları .MEB.OİDB.Halk Oyunları Seçici Kurul semineri 2004 Sivas)
Çalışma alanı: Bucak İlçe Merkezi
Ülkemizin Batı Akdeniz Bölgesinin Göller Yöresinde yer alan Burdur İline bağlı Bucak İlçesidir. Burdur-Antalya (E 24) Karayolunun 44. Kilometresine kurulmuş olan Bucak ilçesi kuzeyinde Burdur, Isparta güneyinde Antalya İlleriyle sınır komşudur. Yüz ölçümü ise 1436 Kilometrekaredir. Burdur’44, Antalya’ya 72,Isparta’ya 70 km uzaklıktadır.(Bucak Kaymakamlığı web sitesi.)
Bucak İlçesinin bilinen tarihi M.Ö. 1900 yıllarda Pisidialılar ile başlar. M.Ö. 1200 yıllarda Frigler’in sonrasında Perslerin, İskender’inölümünden sonra Romalıların egemen olduğu bilinmektedir. 1381 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisine katılmış, Osmanlılar devrinde Konya sancağına bağlı olan İlçemiz 1820 yılında Girmiye adı altında Teke Sancağına, 1900 yılında Oğuzhan Nahiyesi olarak Antalya’ya ve 1926 yılında Bucak Kazası olarak Burdur iline bağlanmış ve aynı yıllarda belediye teşkilatı kurulmuştur.İlçe merkezinde halkın geçim kaynağı ağırlıklı olarak sanayi, küçük sanayi, nakliye, ticaret, tarım ve hayvancılıktır. Köy ve beldelerde genellikle çiftçilik yaygındır.(Bucak Kaymakamlığı web sitesi.)
Bucak Halk Oyunları ;
Eskiden Bucak da düğünler Çarşamba günü başlar ve Pazar günü biterdi. Çarşamba günü kına günü olurdu. Perşembe ve Cuma günlerinde gündüz eğlenilmez, akşamları eğlenilirdi. Cumartesi günü çeyiz günü olur, gündüz ve gece eğlenilirdi. Pazar günüde gelin alma veya gelin çıkarma günü olurdu. Eskiden beri cumartesi günleri kadınlar ayrı ve kapalı bir yerde, erkekler açık alanda eğlenirlerdi. Kadınlarla erkeler kesinlikle bir arada eğlenmezler. Eskiden kadınları eğlencesi leğen çalarak yapılırdı.Daha sonra kasetçalar çıktı onlarla eğlenmeye başlandı. Günümüzde ise saz çalan mahalli sanatçıların türküleriyle eğlenilmektedir. Erkeklerde de aynı paralellik görülür. Eskiden Davul-Zurna yöresel ve genel oyunları çalar, oyuncular bunumla oynardı. Günümüzde ise mahalli erkek sanatçıların çaldığı saz ve diğer müzik araçlarının eşliğinde oyunlar oynanır. Hemen belirtmek gerekirse erkeklerin oyunlarında eski mahalli oyunların figürleri pek görülmez.(H.KONU.Bucak s.144)
Muzaffer SARISÖZEN’in 05.07.1942 yılında Bucak ilçesinde derlemiş olduğu on bir adet türkü ve oyun havasından Veli İnciden derlenen Leğenle çalınan Garilem, Emin ŞENER’den derlediği Yüzbir Sene gözümde, ve Mehmet ÖZÇELİK’den derlenen Avşar Beyleri olmak üzere 3 tanesi zeybek olarak kayıtlara geçmiştir.(ELÇİ A.coşkun;M.SARISÖZEN,Hayatı Eserleri Çalışmaları,Kültür Bakanlığı,1997)
Bucak ilçe merkezi eskiden Teke Yöresi konar, göçer Yörükleringeçiş bölgesi olduğu için Burdur ve bölgesinde görülen yukarıda bahsettiğimiz Teke Yöresi oyunlarının genelinin kadın ve erkekler tarafından oynanmaktadır. Erkeklerin genelde saz ve davul zurna eşliğinde zeybeklerde oyun aracı olarak kaşık kullandığı, kadınların kendi aralarındaki eğlencelerde leğen, dığan, tef, çanak, çalarak oynadıkları görülmektedir
Bucak düğünlerinin vazgeçilmez insanıGörek, kızı, GörekYengelakaplı Fadime GÖRAL(1933-2010)-) Pazar Mahallesi nüfusuna kayıtlı .”Küçük yaşlarda leğen çalmaya başladım. Sülalemde hemen hemen herkes leğen çalardı. Sülaleden gelenektir leğen çalma bizde. Dayım Veli İĞCİ leğen çalardı yetmiş yaşlarında öldü. O leğeni, Tepsiyi kucağında çalardı güzel sesi vardı, güzel zeybek oynardı, Çavuşlar Mahallesinde otururdu. Dürüst bir adamdı Veli dayım. Onunla düğünler yapmıştık. Ben elli seneyi aşkın leğen çaldım,Otuz yedi yıl düğünlerde yemek pişirdim, Kırk yıl kadar gelin süsledim, Yirmi İki yıl ölü yıkadım. Bucak dışında Burdur, Gölhisar, Aziziye’de kimi zaman beş kuruşa, kimi zaman delikli iki buçuk kuruşa, bir liraya düğün yaptık. Amcalarımda çalar sonra sülalece oynarız geçenlerde televizyonda harmandalı çıktı kalktım oynadım, Serenlerde oynarım ne yalan söyleyeyim. Leğen çalma iki kişi ile olurdu. Birisi leğeni tutar öbürü çalardı.” Fadime GÖRAL dan Mehmet ÇELİKDEMİR’in yapmış olduğu,DambaşındaElecek, Kabağın Kökeniyim, İlimon, Menevşeli, oyun havaları bulunmaktadır.(ERKAN Yusuf; Cumhuriyet Dönemi Teke Yöresi Burdur Halk Sanatçıları;2014)
Burdur ve bölgesinde oyun zamanında kadın ve erkeğin birlikte olmadığı görülür. Kadınlarda erkeler gibi zeybek ve Teke yöresi oyunlarını oynadıkları gibi kadınların daha çok düz oyun oynamaktadırlar. (KARABAŞA Solmaz. Burdur İli Halk Oyunlarının Günümüzdeki Durumu ve Düşündürdükleri. Milli Folklor)
Bununla ilgili kaynak kişimiz Süleyman ŞENCAN şöyle demektedir:”Bucak'ta Bucak Zeybeği oynarken eskiden Akça Dede vardı. Akça Dede dediğimiz İsmet Akçay düğünün birinde bu zeybeklerin haricinde Dımıdan, dediğimiz kadın oyunu oynamış. Abisi babasına şikayet etmiş. Bunun üzerine babası koyun avlusunda değnekle dövmüş neden Dımıdan oynarsın diye.”(Süleyman ŞENCAN 13.10.2012,bucak)
Bucak Zeybeği;
Solmaz KARABAŞA 2005 yılında Burdur ve çevresinde yapmış olduğu Kültür Bakanlığı Halk Oyunları saha derlemelerinde Burdur Halk Oyunlarını sayarken Bucak da Alyazmalımağır bir zeybektir ve Bucak’ın Zeybeği diye geçtiği söylenmiştir.diye belirtmiştir.(KARABAŞA Solmaz. Burdur İli Halk Oyunlarının Günümüzdeki Durumu ve Düşündürdükleri. Milli Folklor.)
Bucak Zeybeği ile ilk karşılaşmamış bu şekilde olmuştur. 13.10.2012 tarihindeBucak Zeybeği hakkında yerel kaynaklar ile görüşme yapmak üzere önceden davet edildiğimiz Tekercilerin[6] düğününde kaynak kişimiz oyun ustası Süleyman ŞENCAN Bucak Zeybeğini nasıl öğrendiğini sorduğumuzda;”Mesela Çarık Çelebi lakaplı dayımız Bucak Zeybeğini babam gibi en güzel oynayan kişilerdendi. Babam Mehmet ŞENCAN düğünde Çarık Çelebi dayıyı düğününe davet etti. Babam aynı zamanda kunduracılık yapmaktadır. Bucak’ın en iyi kundurasını dikmesi şartıyla düğünde zeybek oynayacağını babama bildirir. “Yenice bir kundura diktirmiş.O zaman kundura çok meşhur, altlarında kabaradan[7] olan kunduralardan tabi babam o zaman Bucak’ın en meşhur kunduracısı ayağındaki kabaradan ayakkabı ile Hüseyin Dayı düğünde bir zeybek oynar. Hüseyin Dayı zeybek oynarken düğüne Çelebi Dayı gelir Çelebi Dayıya ısrar ederler bir zeybek oyna bir zeybek atıver şu mercanın düğününde diye ısrar ederler. Çelebi Dayı ısrarlara dayanamaz ama bir şartım var der. “Hüseyin’in ayağındaki ayakkabıyı bana çıkarır giydirirseniz ve düğünden sonra bana aynı ayakkabıdan bir tane dikerseniz öyle oynayacağım” der. Rahmetli de bunun üzerine kendisine yeni bir ayakkabı dikeceğini söyleyerek Çelebi Dayıyı Bucak Zeybeği oynamaya ikna ederler. Çelebi Dayı zeybek atmaya başladığında Hüseyin Dayının o oynarken zeybeğin hızlı hareketlerinde ve Çelebi Dayının coşkusundan ayakkabıların kabaraları düşecek ayakkabı parçalanacak diye oyunun sonuna kadar ayakkabısından gözünü ayırmamış. İç geçirerek canı giderek takip etmiş. Oyunun sonunda ayakkabısını sağlam almayı kan ter içinde kalarak başarabilmiş.Biz de o günden bu güne kadar Bucak Zeybeğini bozmadan bu güne taşıyabildik. 2005 yılında Gazi Üniversitesinden bir Yrd. Doç. ve Kültür Bakanlığı’ndan bir bayan Bucak Zeybeği hakkında bilgi almak için bize gelmişlerdi. Biz de o zaman onlara yardımcı olmuş oyunu göstermiştik ama böyle sizin gibi çekim yapmamışlardı. İnşallah size de birazdan zeybeği oynayarak göstereceğiz biz bu zeybeğin yaygınlaşmasını çok istiyoruz, bizimle sınırlı kalmamalı.”diye sözlerini tamamlamıştır.(ŞENCAN Süleyman;2012.)
Bucak da düğünlerde hangi oyunları oynadıklarını sorduğumuzda “Hasan bey bizde oyun üçtür derler Önce bir Bucak Zeybeği atarsın [8]arkasından bir Teke Zorlatması atarsın, onun arkasından son olarak Serenler Zeybeği atarsın. Tabi yaşın genç olursa yetişebilirsen. Ben gocakarı[9] Boğazı dediğimiz bu Teke Zorlatmasından bir örnek de vereyim birazdan. İfadesinden sonra sözlerine şöyle devam etti: “Bucaklının zeybeği üçtür oğlum bunu bilmen lazım diye belletmeye çalışmış. Yani Bucak’ta oyun üçtür. Bunun birincisi zaten Bucak Zeybeği, ikincisi Teke Zorlatması, üçüncüsü de daha kıvrak bir zeybek olan Serenler Zeybeğidir. Şimdi Şeref’in(Üresin) sazıyla Teke Zorlatmasının bir örneği olangocakarıboğazını gösterelim İsmail(Güngör) ile birlikte.” (Süleyman ŞENCAN,13.10.2012)
Oyuna eşlik edecek olan diğer oyun ustamız Oyuncu Kaynak kişi İsmail GÜNGÖR kendisinin 1956 Bucak doğumlu Bucak’ın yerlisi olduğunu, Bucak’ta doğup büyüdüğünü belirtmiştir. Çavuşlar Mahallesinde ikamet etmekte olduğunu,askerliğini Hatay’da yaptığını, babasının mahalli sanatçı (davulcu) olduğunu, düğünlerde davulculuk yaptığını söyleyerek halen sigortadan emekli olarak yaşamına devam ettiğini söyleyerek devam eder.“Bucak Zeybeğini babasının arkasında düğünlerde davul çalarken kıyıda köşede onları seyrederken öğrendim ve oynadım. Yıllardır arkadaşım Süleyman’la birlikte oynamaya devam ediyorum.(GÜNGÖR İsmail,13.10.2012)
Mahalli Sanatçı kaynak kişi Şeref ÜRESİN kendisinin 1974 yılında Bucak’ta doğduğunu belirterek anlatmaya devam eder; “İlkokul mezunu olduğunu, 1988 yılından itibaren geçimini düğünlerde bağlama çalarak (mahalli sanatçı olarak) sağladığını söyler. Mahalli sanatçı koca ağa lakaplı Arif TOKSOY’un yanında çırak olarak yetiştiğini ve halen çalgıcılık yaptığını belirtirken Bucak Zeybeğini ustalarından duydum düğünlerde çalmaya devam ediyorum.” demiştir. (ÜRESİN Şeref,13.10.2012)
ŞerefÜRESİN’e bağlamasıyla eşlik edecek olan diğer kaynak kişimiz Mehmet ŞENCAN Bucak’lı iş adamı Portsan Nakliyat sahibi olduğunu amatör olarak Türk Halk Müziği ile ilgilendiğini belirterek çocukluk yıllarının Süleyman ŞENCAN ve İsmail GÜNGÖR ile birlikte geçirip büyüdüklerini söyleyerek “bunlar (Süleyman ŞENCAN ve İsmail Güngör’ü göstererek) ikisi de oyun hastasıdır” dedi. Oynamadan duramadıklarını söyleyerek bir anısını anlatmaya başladı;“Bucak’ta düğün olmayan haftanın birinde Süleyman ŞENCAN ve İsmail GÜNGÖR’ün canları oyun oynamak ister; ama Bucak’ta düğün olmadığı için oynayacak düğün bulamazlar,, ve arabaya binerek çevre köyleri Susuz, Karapınar sırayla köy köy gezmeye başlamışlar, akşama kadar Karapınar tarafında düğün bulamayınca Ürkütlü,Ambağan tarafına geçerek Keçili köyünde bir düğüne rastlarlar. Ama düğün bulduklarında gecenin ilerleyen saatine kaldıkları için çok geç kalmışlar ve düğün dağılmak üzeredir.Düğünü yapan mahalli sanatçı cihazlarını ve sazlarını toplamaktadır bunlar sazcıya zeybek oynamak istediklerini anlatmaya başlarlar sazcı da toplandığını söyleyerek başından savmaya kalkar. Süleyman ŞENCAN ve İsmail GÜNGÖR o günün behrinde[10] 50-60 lira bahşiş vererek sazcının gönlünü alıp tek hoparlörler ile çalmaya razı ederek oynamaya başlarlar. Bunlar oynamaya devam ederken sazcı oyunlarındaki ifade ile coşkularının etkisiyle mest olur[11]. Bağlamasıyla daha etkin ve zevk ile zeybekleri çalmaya başlar. Düğün evinden dağılan köylü tekrar düğün evine toplanmaya başlayınca sazcı tekrar ara vererek tüm cihazları yeniden kurar. İşte bunlar tam bir oyun ve düğün hastasıdır “ dedi. Süleyman ŞENCAN lafa girerek ekleme yaptı;“Biz düğün evine vardığımız vakitte köylüler dağılmış vaziyette idi. Zaten köyde doğru dürüst oyun oynayan olmadığından dolayı sazcı da bıkkın[12] bir şekilde kimsenin oynamadığından yakınarak düğünü yapıyormuş. Ama biz gelip tek hoparlör ile tekrar düzen kurup kaşıkla oynamaya başlayınca kaşıkların sesinin etkisiyle sağ olsun köylü tekrar düğüne geldi. Yeni bir düğün daha yapmış olduk” diyerek ekledive tekrar sözü Mehmet ŞENCAN a bıraktı.Mehmet Şencan bir anısını anlatmak için söze girerek Hasan Bey Hasan Bey der ; “Bundan 20-25 sene evvel bu kayıtlarda stereo diye bir şey yoktu. İki tane teyp vardı kendi aramızda çalıp söylerken en güzel sesi nerde bulacağız diye araştırırdık. Aramızda bir gün aklımıza hamam geldi en güzel sesi yakalamak için denemeye karar verdik.Bucak Hamamına giderek teypleri karşılıklı koyarak stereo yapmaya çalışırdık acaba hamamın akustiğinde o sesi yakalayabilecek miydik, diye. Biz hamamda birlikte çalarak ve oynayarak çok kayıt yaptık. Baktık o sesi yakalayamıyoruz ileride İncirhan[13]vardır, oraya gittik ve aynı şekilde orada o sesi almaya çalıştık. İşte biz böyle bir müzik aşığıyız. Hatta bir keresinde teyp bandını yapmayı başarmıştık.”(ŞENCANSüleyman,ŞENCAN Mehmet,2012)
Kaynak kişiler ile yaptığımız görüşmelerden sonra kaynak kişilerimizin hazır olması ile bağlama eşliğinde Bucak Zeybeğini oynamaya başlamışlardır.
Bucak Zeybeği Oynanış Formu:
Daire etrafında dönülerek solo olarak oynanabildiği gibi ikili, üçlü, dörtlü grupların dışında toplu olarak da oynanmaktadır. Bucak Zeybeğinin bazı özel figürleri karşılıklı olarak sergileniyor izlenimi verse de; bu figürler zeybeğin ana karakterlerinin daire etrafında daha iyi ifade edebilmek amacıyla karşılıklı yapılan özel figürlerdir. Solo ve toplu oyunlarda kaşık oyun aracı olarak kullanılmaktadır.

[1]Behrinde; O günün şartlarında.
[1]Mest olur; Haz duymak.
[1]Bıkkın; Usanmış,Bezmiş
[1] İncirhan;13.y.y.’da (1239-40) Selçuklular tarafından yaptırılan Bucak İlçesinin kuzeybatısında ,Antalya, Burdur Karayolunda bulunan Handır.
Kaynak kişiler; Süleyman ŞENCAN ve İsmail GÜNGÖR Bucak Zeybeğinin 7. Bölümünün sekmeli sallama figürünü yaparken.
Kaynak kişi İsmail GÜNGÖR, Sürtme Figürü yaparken.
ZEYBEĞE EŞLİK EDEN SAZLAR: Kaynak kişiler ile yaptığımız görüşmelerde mahalli sanatçı şeref Üresin ve Mehmet ŞENCAN bağlamaları ile eşlik ederek derlememize katkı sağlamıştır.Mahalli sanatçı Şeref ÜRESİN, Mehmet ŞENCAN, Süleyman ŞENCAN’nın aktardıklarına göre; Bucak zeybeği bağlama eşliğinde oynandığı gibi yörede benimsenmiş Alan Sazları olan Davul, Zurna, Bağlama ve Cura ana saz olmak üzere yanında Darbuka, Kaşık, Maşa, Kabak Kemane, sipsi, Kaval, Kemik düdük [1],(Kartal kanadından yapılma) sazları eşliğinde oynadıklarını söylemişlerdir.
Bucak zeybeğini notaya alan Türk Halk Müziği Bağlama sanatçısı emekli öğretmen Aytekin Ersan’ın tespitine göre parça re kararda 9/4 lük usul ölçüsü ile çalındığını söyleyerek. Türk Halk Müziğinde Kerem Ayağı[2], Türk Sanat Müziğinde Karciğar[3]makamı ile sınıflandırılarak icra edilebileceğini belirtmiştir. (ERSAN Aytekin,2012)
Diğer bir görüş olarak Zeybeğin makamsal ve ezgi olarak Teke Yöresi motifleri ve Burdur Zeybekleri motiflerini taşıdığını, Yörüklere has bir ezgi olduğunu belirtmiştir. (ŞAHİN Eren:2015)
[1]Kemik Düdük; Teke Yöresine özgü Kartal Kanadından yapılan nefesli saz.
[2]Kerem Ayağı; Türk Halk Müziği makam türü.
[3]Karçiğar; Türk Sanat Müziği makam türü.
Mahalli sanatçı:Şeref ÜRESİN, Bağlaması ile birlikte
BUCAK ZEYBEĞİ BÖLÜMLERİ
Bucak Zeybeğini incelediğimizde tekrar eden bölümler nakaratlar olmasına rağmen figür ve hareket anlatımlarının farklılıkları nedeni ile onbir (11) ana bölümden oluştuğunu görmekteyiz. Bunlar sırasıyla;
Bölüm : Oyuna Hazırlık Gezenleme bölümü.
Bölüm: Oyuna Giriş düz Gezenlemeli Çökmeli Bölüm.
Bölüm: Düz Sürtmeli Dönmeli Bölüm.(Nakarat)
Bölüm: Sağdan (Dıştan ) Soldan Dönmeli Sürtmeli Bölüm.(nakarat)
Bölüm: Sağdan (Dıştan ) Dönmeli Dış, iç, diz vurmalı sallamalı bölümü.
[1]Kemik Düdük; Teke Yöresine özgü Kartal Kanadından yapılan nefesli saz.
[1]Kerem Ayağı; Türk Halk Müziği makam türü.
[1]Karçiğar; Türk Sanat Müziği makam türü.
Bölüm:Soldan (Dıştan) Sürtmeli Soldan (Dıştan) Dönmeli Bölüm.(nakarat)
Bölüm:Sağdan (Dıştan ) Dönmeli Sekmeli sallamalı karşılıklı kolları çırpmalı bölüm.
Bölüm:Soldan (Dıştan) Sürtmeli Soldan (Dıştan) Dönmeli Bölüm.(6. Bölümün Tekrarı)nakarat
Bölüm: Sağdan Dönmeli Çökmeli Atılma Bölümü.
Bölüm: Düz yürüme Vurmalı ortadan Sürtmeli Dönmeli Bölüm.(nakarat)
Bölüm: Sağdan Dönmeli Bitiriş Bölümü.
BUCAK ZEYBEĞİ OYUN BÖLÜMLERİ VE FİGÜR DAĞILIMLARI
Bölüm : Oyuna Hazırlık Gezenleme Bölümü.
Gezenleme Bölümü;
Müzik eşliğinde oyuncular sağ adımla daireyi saat yönü tersinde serbest adımlarla adımlarlar. Burada yapılan adımlama oyuncuların oyuna hazırlanmak için oyuna fiziksel ve ruhsal, ortama ısınmak, amacıyla daire etrafında serbest adımlarla gezinirler.Gezenleme esnasında kollar yanda serbesttir.
Bucak zeybeğindeki gezenleme bölümü Burdur ve Akdeniz ve Batı Anadolu’da oynanan zeybek oyunlarında gördüğümüz zeybeğin başında oyuna başlamadan önce müzik eşliğinde oyuncuların oyuna hazırlandıkları bölümdür. Müzisyenler tarafından varsa bir sözlü türküsü veya ezgisi, çalındığı gibi Bucak Zeybeği Sözsüz olması nedeni ile herhangi bir yöresel gurbet havası eşliğinde çalınarak da gezenleme yapılabilir.
2.Bölüm: Oyuna Giriş Gezenlemeli Çökme Bölümü.
Gezenlemeli Çökme Figür Dağılımı
1-Sağ adımla daire etrafında daha önceki gezenleme’nin aynısı yapılarak daire yönünde gezenlenmeye başlanır yürünür. (Kollar aşağıda serbest)
2-Sol adımla devam edilir. (Kollar serbest)
3-Sağ Adımla devam edilir. (Kollar serbest)
4-Sol adımla yürümeye devam edilir. (Kollar serbest)
5-Sağ adım tekrar hızlı şekilde atılarak kollar iki yana açılarak kaldırılır. (Kollar kalkmaya başlar)
6-Sol adım kollar açık devam edilir ve ayağımız zemine değer değmez hızlanırız. (Kollar havada iki yana açık vaziyette)
7-Sağ adımımızı vücudumuzu hafif öne eğerek devam ederiz. (Kollar havada iki yana açık vaziyette)
8-Sol adımımızı sağın peşinden ileri doğru atarak sol ayak üzerinde bir sekme yaparak sağ ayağımız ileride dizden bükük vaziyette olacak şekilde çökmeye başlarız. (Kollar havadan aşağıya sağ kol sağ ayak üzerine sol kol sol taraftan aşağıya doğru indirilir.)
9- 8. Adımdaki çökme pozisyonunda sol diz yere vurulur. Takibinde Kollar havadan aşağıya doğru iki yana serbest bırakılır. Ayağa kalkılarak ortada oyun tamamlanarak kollar iki yana serbest sallanır. Devamında peşinden 3.bölüme geçilir.
Gezenlemeli Çökme Figür Dağılımında görüldüğü gibi oyuna gezenleme hazırlanma bölümünün ortasından beşinci adımda belirli bir müzik cümlesi ile oyuna girilmekte olduğunu görmekteyiz. Burdur bölgesindeki diğer Alyazma Zeybeği, Serenler Zeybeği, Avşar Zeybeği gibi zeybeklerde genelde gezenleme bitiminde oyuna başlandığı gibi gezenlemenin ortasında da oyuna , girildiğini görmekteyiz. Bucak Zeybeğinde diğer zeybeklerden farklı olarak gezenleme’nin ortasından 5. adım ile müzik cümlesi ile oyuna farklı girilmekte olduğunu görmekteyiz. Bu ayrıntı Bucak Zeybeğinin diğerleri ortak özellik göstererek figür yapısı ile farklı özellik taşımaktadır.
3.Bölüm: Düz Sürtmeli Dönmeli Bölüm.
Sürtmeli Dönme Figür Dağılımı
1-Vücudumuzu hafif sağa eğim vererek sağ üzerinde sekme yapılır.
2-Sol adımımızı ileri atarak kolları iki yana açar sol adımımız zeminle temas etmesiyle hafif bir sol diz bükme hareketi ile yaylanma yapılır.
3-Kollar açık vaziyette sağ adımla devam edilir.
4-Sol adım ileri atılarak sağ ayak arkadan sol ayağın arkasına (Kollar havada açık)zemine sürterek çekilir.( Diğer Burdur zeybeklerinde de görülen arkadan sürtme figürü)
5-Sürtmenin peşinden Sol adım tekrar daire yönünde atılır. (Kollar açık havada)
6-Sol ayağımız üzerinde sağ ayağımızı sol tarafa atarak bir tur dönme yapılır. Kollar açık vaziyette.
7-Sağ ayağımız zemine değer değmez sol ayağımızın yönünü ayak parmak uçlarını sola dönme yönüne çeviririz. (Kollar havada açık vaziyette.)
8-Yönünü çevirdiğimiz sol ayağımız üzerinde sağ ayağımızı geniş bir şekilde açarak Kollar açık vaziyette soldan dönmeye devam ederek daire ve oyun düzeni yönünde sağ ayağımız ileride olacak şekilde dönmeyi tamamlar ve vücudumuzu daire içine bakacak şekilde çevriliriz. (Kollar havada açık vaziyette.)
9-Vücudumuz daire içine dönerken ileride olan sağ ayağımızın yanına sol ayağımızı çekerek birleştirmeden kollarımızı indirerek adımımızı tamamlanmış oluruz.
Sürtmeli Dönme Figür Dağılımında 4. Figürde sol ayağın arkasından sağ ayak çekilerek yapılan sürtme figürü Burdur da oynanan Al yazma Zeybeği’nin yürüyüşünde, Avşar Zeybeği’nindönüşünde rastlanmasına rağmen oyun içerisindeki yeri, vurgulamadaki zamanı ve anlatımı ile ifade biçimleri farklıdır. Sürtmeli Dönme Figür Dağılımında 6.7. adımlarda başlanıp 8.9. adımlarla bitirilen dönme fig
Yazarın Diğer Yazıları
- Geçmişten Geleceğe Burdur Halk Oyunları (İnceleme Tespit) - 17 Mayıs 2023
- Günümüzde Burdur Halk Oyunlarına genel bir bakış. - 03 Nisan 2023
- Geçmişten Geleceğe Burdur Halk Oyunları (İnceleme Tespit) - 26 Aralık 2022
- OKUNMAYI BEKLEYEN 26 ESERİ İLE 40 YILLIK ÜSTADIMIZ AYTEKİN ERSAN - 17 Ekim 2022
- DARI DERESİ (Anam Gari Ya Ya ) DERLEME - 16 Eylül 2022
- DARI DERESİ (Anam Gari Ya Ya ) DERLEME - 16 Eylül 2022
- OKUNMAYI BEKLEYEN 26 ESERİ İLE 40 YILLIK ÜSTADIMIZ: AYTEKİN ERSAN - 16 Ağustos 2022
- Hasan Akın kimdir? - 15 Ağustos 2022
- DARI DERESİ (Anam Gari Ya Ya) DERLEME - 15 Ağustos 2022
- Hasan AKIN kimdir? - 15 Ağustos 2022