DARI DERESİ (Anam Gari Ya Ya ) DERLEME
Hasan AKIN (Burdur 1965) Aytekin ÖZTOP (1954)
Emekli öğretmen Yusuf PALA ile birlikte Burdur Kestel Köyünden başlamış olduğumuz yolculuğumuza Kızıllı beldesindeki düğün ziyaretimizi tamamlayarak orman içerisinden kıvrımlı yoları aşarak Taşyaylaköyüne doğruKaynak kişimiz mahalli sanatçı Aytekin ÖZTOP ile buluşmak üzere yola çıktık.
Kremna Antik Şehrinin eteklerinde çam ormanlarının içerisinde yer alan Antalya, Isparta, hudut bölgesi olduğu için Jandarma devriyelerinin nöbet değişimi yaptıklarından dolayı önceki ismi Devriğiolan köyde yaşayan insanlartarafındanise Devrek diye bilinen geçirdiği, heyelan afetinden sonra yeri değiştirilerek Taşyaylaadı verilen sıcakkanlı misafir sever insanların arasına ilk ziyaretimizi 13 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirdik.
Burdur’a 61 Km, Bucak İlçesine ise 15 Km mesafesi olan Taşyayla köyüne ilk gelişimizdi. Köylülere sorarak köy kahvesinin arkasından aşağıya doğru su arıklarının üstünden atlayarak Aytekin ustanın evine geldik. Bizi evin hemen önünde eşiGülsümhanım ilebirliktekarşılayarak misafir ettiler.İlk görüşmemizde sözleri kendisinden aldığımız Darı Deresi isimli türkü ve sözleriAnonim olan Eriklerin Gazeli isimli türküleri derlemiştik.
Elde ettiğimiz derleme verilerini Müzik hocamız Aytekin ERSAN ile değerlendireceğimizi değerlendirdikten sonra eserlerin Müzik düzenlemesi ve nota yazılımlarını sonuçlandırdıktan sonra tekrar geleceğimiz söyleyerek gece geç saatlerde tekrar görüşmek üzere Ağlasun Başköy deki zurnacı MustanDEMİRTAŞ ilerandevumuza geç kalmamak için vedalaşarak ayrıldık.
Taş Yayla Köyü
04.03.2016 günü Burdur’dan Ağlasun üzeri bir yol izleyerek yağmur ile birlikte yolculuk yaparak muhteşem doğa manzarası eşliğinde Taşyayla’ya saat15.00civarında ulaştık.
Bu ikinci ziyaretimizdi daha önceki gelişimizde karanlık olduğu için bu manzarayı kaçırmışız. Yağmurun dinmesi havanın açması bunu gök kuşağının taçlandırması ile Taş yaylanın üstünden kuş bakışı baktığınızda kendinizi Bulutların ülkesinde zannederek mistik bir havaya kapılırsınız.
Bu manzara karşısında daha önce beni içten içe yiyen kafamda oluşan soruların bazılarının cevabını bu manzarada bulmuştum. Derlemiş olduğumuz sözlerin bu güne kadar neden topluma yayılmamasının sebeplerini ancak Taş yayla insanınPisidya bölgesinde Antik Kremna’nın yaşayan son halkı solmoslular’ın sır olan kültürleri gibi kendi kültürlerini sırlarını bu muhteşem ormanın derinliklerine gizleyerek kendi aralarında yaşattıkları düşüncesi hakim olmuştu.
Köyün uzaktan Çekimlerini tamlayarak köy meydanında bizi bekleyen kaynak kişimiz Aytekin Öztop tarafından özlemle kucaklanarak karşılandık. Yorgunluk çayı içmek için köy kahvesinde çaylarımızı içerek köylüler ile birlikte tatlı bir sohbete dalarak özlemimizi ve yorgunluğumuzu attık.
Daha sonra Aytekin ÖZTOP’un evine doğru hareket ettik. Yine bizi kapıda Anadolu insanının misafirperver sevecenliği ile eşi Gülsüm Hanım karşılamıştı.
Kısa bir sohbetten sonra Kendisine derleme çalışmasının notaya alımları hakkında bilgi verdikten sonra bazı konuların ilk görüşmemizde eksik olduğu için objektif olabilme adına tekrar bilgisine başvuracağımız söyleyerek kayıt altına almamız gerektiğini anlattık.Kendisinin kabul etmesi üzerine tekrar kameramızı kurduk ve biz çaylarımızı yudumlarkenkendisinden bahsetmesini istedik.
Aytekin ÖZTOP anlatmaya başladı;
Aytekin ÖZTOP (1954) “1954 yılında eski adı Devriği olan Taşyayla köyünde doğdum.Babama Karaoğlan’ın Halil derlerdi. Annemin adı Emine, çocukluğumu ve gençliğimi Taşyayladageçirdim.1976 yılında eşim Gülsüm ile evlendimbir kız bir oğlan olmak üzere iki çocuğumvar bunlardan beş tane torun sahibiyim Askerliğimi Eğirdir Komando Taburunda yaptım.”
Müziğe nasıl başladığını sorduğumuzda?
Aytekin ÖZTOP (1954“Babam babası yörükidi biz yörüklükten gelmeyiz,babamın dört, beş sürüsü vardı,hem onlara bakar hem düğünlere giderdi, tabi geçim zor saz, davul, zurna, keman, tüm müzik aletlerini çalardı son zamanlarında son düğünlerini şu gördüğünüz kemanla yaptı ölünceye kadar bu kemanı çaldı söyledi,tabi bizim burası orman olduğu için zaman bulursak ormana kereste kesmeye de giderdik geçimimizi böylesağlardık
.Düğünün birinde babam düğün ederken kemanı kapı arkasına koymuş düğüne gelen misafirlerden birisi kapıyı sert açınca keman kırılmış düğün yarıda kalmasın diye İstanbul’dan bu kemanı getirtmişler babacığım bu kemanla ölünceye kadar çaldı söyledi ,bu keman o keman. Asıl müziğe başlamam iseAbiminin (Hasan ÖZTOP 1952) askerde mayın kazası geçirmesinden dolayıdır.
Mayın kazası nedeni ile abim ellerini ve gözlerini kaybedince Ankara’da Gata (Gülhane Askeri Tıp Akademisi) tedavi görerkendört ay abiminbaşında, Askeri Hastanederefekatçı olarak bekledim.Abim hastanede yatarken, hastalar aksam olduğunda toplaşıp yarenlik ederlerdi, çöküşürlerdi genelde belden aşağısı tutmayan hastalardı hasan abim çok güzel sesi vardı iki dağın arasına şu ellerin yarasın diye gurbet havasını bu yarenliklerde söylemeye başladımı tüm hastalar sese toplanırdı,Abimin sesinden hastalar çok etkilenirdi.
Ben orda ziyarette iken abim bir gün bana agam dedi sakat kaldık geçimimizi sağlamamız lazım bende güzel ses var ben türkü söylerim sen de saz çalarsın geçimimizi sağlarız dedi. Hastaneden tedavi olduktan dört ay sonra köye döndük. Tabi köylümüz merak ettiği için ziyaretimize geliyorlar köylüde meraklı bundan sonra ne olacak abime geçimini nasıl sağlıyacaksın ne düşünüyorsun diye sordular.Abim Misafirlere türkü söylecen dedi o zaman bant yeni çıkmıştı hemen Almancı birisinden bant buldular teybe almaya başladılar babacığımda kemanla aynı türküye eşlik etmeye başladı;
Eser ADI : İki Dağın Arası
Söz :Hasan ÖZTOP
Derleyen : Hasan AKIN-Yusuf PALA
Yeri :Taşyayla Köyü / Bucak / Burdur
Ölçü :Serbest (Gurbet Havası)
İKİ DAĞIN ARASINA
İki dağın arasına
Şu ellerin yarasına
İki yavrusunu almış
Sığınmış dağ arasına
diye söyledi.“Türkü bitince agam dedi bana dönerek babamım ve köylülerin hısım akrabanın yanında Hastanede söylemiştim dedi. Sen saz çal ben türkü söyleyeyim bu şekilde geçimimizi sağlayalım dedi.Bunun üzerine babam bana daha sonra bana kısa bi saz yaptırmış kısa birşeycuraya benzer bu sazla köye geldi, ve bizde çalmaya onula başladık.Kemane çalıyoruz emme saz zayıf öle olunca bir gün anamda, birgün yengemde öğreneceğiz diye dıngırtadırken hep gürültüden kovulduk bi anam kovdu bi yengem kovdu ormana dahiöğrenmeye gittim.
Velhasıl bu şekilde parmaklarım nasır bağlayarak öğrenmeye başladık. Daha sonra babamın duvarda goca bir saz vardı onu aldım onla dıngırdatmaya başladım ve öğrendim. Öğredikten sonra Isparta’ya gittik Behçet’in sazı vardı onu aldık geldik ve düğünlerde ben çaldım agam söyledi ve geçimimizi sağladık.
Bir süre sonra abime aylık bağlandı Ankaraya çağırdılar gazi aylığı için Abimle,babam Ankara’ya gittiler dönüşte iki ekmek bi tomar parayla döndüler. Daha sonra abime burdan ev aldık abime aylık çıkınca bıraktı ama ben o kadar uğraştıktan sonra birazda içerden vardı bırakamadımbir ara kahve çalıştırdım kahvenin duvarına içimde var ya Keman,Davul,Saz astım herkes bilsin öğrensin diye.Halen müzisyenliğe devam ediyorum babamda ölünceye kadar düğünlerde çaldı söyledi.”
Soldan sağa Yusuf PALA, Aytekin ÖZTOP, Hasan AKIN 1. derleme anı.
Kendisinden türkülere konu olan bizi Taşyayla köyüne çeken,Taşyayla köyü için büyük öneme sahip olan Darı deresinin hikayesi’nden bahsetmesini istedikmüsaadeniz le anlatayım diyerek anlatmaya başladı.
Aytekin ÖZTOP(1954Taşyayla)“Bizim buralarda eskiden yol yoktu Askere didenler uğurlanırken Isparta’nın Darı deresi köyü vardır merkeze bağlı asker ve yolcu uğurlaması yol oradan geçtiği için oradan yaya olarak uğurlanır gelenler oradan karşılanırdı. Bu askerler uğurlanırken köycek toplu olarak yürüyerek köyün altındaki köprüye kadar gidilir gelinirdi, orda bir Taş vardır yüksekçe kayrak taş o taşın başında duruma göre uğurlama ise ağıt yakılır eğer gelen var ise türkü söyleyerek oynayarak karşılardık.Bazen bu karşılamalarda sofralar atılır yenilir içilir muhabbet edilirdi.Eskilerin anlattığına göre bir zamanlar bu askere gidenlerin içinde birRamazan oğlan varmış ve evliymiş eşinin adı Fadime’ymiş Ramazan oğlanın birde goca anası varmış yaşlıymış oğlundan ayrılığa dayanamayarak taşın gediğine yaslanarak ardılmış ve!Anam Gari Ya YaYaYadiye yas çekermiş. Bu yas bizim bur dan asker uğurlayanlar ile birlikte orda duyularak bur da köyde söylenmeye başladı. Bizim buralarda bir şeyoldumuHayret etme, şaşırma, sevinmede, üzülme duygularının karşılığında Anam Garidenir bu bizim ağzımızdır. Tabi bizde biraz çalıp söylüyoruz bende köyümün uğurlamasında, karşılamasında, gittiğim düğünlerde kendimi belli etmek için Anam Gari mi söyleyeyim dedim kendim böyle söyledim.”diyerek Darı Deresini kabak kemanesiyle bizlere çalıp söylemeye başlar.
1.Ziyaret Aytekin Öztop Kabak Kemanesi ile 2. Ziyaret Aytekin Öztop babası kara Halil’in kemanı ile
Eser ADI : Darı Deresi (Anam Gari Ya YaYaYa )
Söz Müzik :Aytekin ÖZTOP
Müzik Düzenleme :Aytekin ERSAN
Yeri :Taşyayla Köyü/Bucak/Burdur
Ölçü :9/16 Teke Zortlatması
DARI DERESİ (Anam Gari Ya Ya)
Anam GariYaYaYaYa
Irmızan Oğlan Askere Getçuk Ya YaYaYa
Fadime Gızda Neler Etçuk Ya YaYaYa
Askerden Gelip Bille Ya YaYaYa
Çifte de Kurbanlar Kescuk Ya YaYaYa
Anam Gari Ya YaYaYa
Oy Neresi Neresi Ya YaYaYa
Görünen Darı Deresi Ya YaYaYa
IrmızanGavuşunca Ya YaYaYa
Umrumdamı Gerisi Ya YaYaYa
Türkü bitince tekrar söz alarak“Bizde bunu düğünlerde mahabbetlerde, cura ile çaldık söyledik, Rahmetli Ahmet Çavuş vardı o sözlerini farklı söylerdi eskiden bizim burdan en yakın yol darı deresinden geçtiği için yolcumuzu askerimizi ordan uğurlardık. Asker uğurlarken sadece asker uğurlama türküleri ağıtları söylenirdi. Buraların Seyranın, Kışlanın, Güneylerin, Çukurun boğazı budur boğazın başında mutlaka Anam Gari Ya YaYaYa olacak sözleri söyleyene göre değişir, düğün ederken misafirler Tekinden biAnam Gari veya Ahmet çavuştan bir Anam Gari çalın diye istek yaparlardı herkesin söyleyişi sözleri farklıdır dedi.”
Bizimle birlikte odada bulunan Aytekin ustanın kayını 1954 Taşyayla köyü doğumlu çocukluğunu Taşyaylada geçirmiş üç çocuklu Abdullah Korkmaz Söz alarak bununla ilgili size bir gençlik anımı anlatayım diyerek anlatmaya başlar.
Abdullah KORKMAZ( 1954 Taşyayla)”Bizim gençlik yıllarında aşağı köyün yukarısında kayrak taş diye bir mevki vardı bizim köyden asker gideceği zaman köycek orda toplanılır. Alay halinde tüm köylü oraya kadar gelir toplu halde türküler söylenir muhabbet edilerek askerlerimizi uğurlardı. Ben bu uğurlamalardan bazılarını sözlerini hatırladığım kadar söylenen manilerden size söylemeye çalışayım.”Diyerek aşağıdaki manileri söylemeye başlar.
1.Mani
Şu Tarla Uzun Tarla
Tarla Sevdiğim Tarla
Ben Askere Gidiyom
Ağla Sevdiğim Ağla
2.Mani
Dam Başında Turalar
Ağam Çekiliyor Kuralar
Ben Askere Gidiyom
Ağam Size kalsın buralar
3.Mani
Potin Bağım çözüldü
Bağla Sevdiğim Bağla
Ben Askere Gidiyom
Ağla Sevdiğim Ağla.
Diyerek manileryaslar, türküler söylenirdi askere gidenlerin arkasından eğlenceler olurdu, duygulanan yas söylerdi askerlerimizi muhabbetle uğurlardık dedi.
Aytekin ÖZTOP (1954 Taşyayla) tekrar söz alarak” Tabi biz buralarda düğün ederken davul, zurna, kemane, yeri geldiğinde sipsi çaldım. Şimdi aklıma geldi eskiden Agamın söylediği iki dağın arasında ki gibi gurbet havası olan “Eriklerin Gazeli “türküsü vardı eskiden herkes çalar söylerdi ama şimdi kimse söylemiyor ben size hatırladığım kadarıyla söylemeye çalışayım.”Diyerek, kabak kemanesiyle Eriklerin Gazeli türküsünü çalıp söylemeye başlar.
Soldan Sağa: Yusuf PALA, Aytekin ÖZTOP Aytekin Notaya alınan eserleri icra ederken.
Eser ADI : Eriklerin Gazeli
Söz Müzik :Aytekin ÖZTOP
Müzik Düzenleme :Aytekin ERSAN
Derleyen : Hasan AKIN-Yusuf PALA
Yeri :Taşyayla Köyü/Bucak/Burdur
Ölçü :Gurbet Havası
ERİKLERİN GAZELİ (Gurbet Havası)
Dökülürdü eriklerin gazeli
Nere gitti şu Devreğin güzeli
Alçacık Evlerin Yüksek Bacası
Gözel Gelinlerin Gitti Gocası
Engin Dereleri Enginmi Sandın
Olur Olmazları Denginmi Sandın
Ak kavaklı derelerden su içmem
Ölürümde a gız senden vaz geçmem
Tekrar
Engin Dereleri Enginmi Sandın
Olur Olmazları Denginmi Sandın
Biz Aytekin ÖZTOP’UN Kabak Kemanesinden çıkan nağmeler ve yüreğinden çıkan Darı Deresinin efsaneleşmiş türkülerini dinlerken zamanın nasıl geçtiğini dahi anlayamadan hava kararmıştı. Müzik hocamız Aytekin ERSAN tarafından notaya alınan eserlerin bir örneğini bırakarakKendisinden eklemek istediği bir şey olup olmadığını sorduğumuzda;
Aytekin ÖZTOP ”Bizler kültürümüzün kaybolmamasını istiyoruz inşallah köyümüzü türkülerimizi herkes tanır ben bu söylediğim sözlerin kayda aldığınız için müzik düzenlemesi yapan Aytekin hocama da hepinize teşekkür ederim Allah Razı olsun, daha önce birkaç kişi geldi ama kayıt yapamamışlardı bir dahada gelmediler zaten siz gelmeseydiniz her halde benimle birlikte bu sözler mezara giderdi.”dedi.
Aytekin Öztopun bu sözlerinden sonra eşiGülsüm Hanım tarafından hazırlanan o güzelim leziz yemekleri afiyetle birlikte yiyerek Burdur’a hareket ettik. Burdur’a dönerken yolculuk esnasında günün yorgunluğu ile düşünmeye başlamıştım. Bizler bu işe gönül verdiğimiz için foto Deryanın bize verdiği kayıt cihazları ile derleme çalışmaları yapıyorduk. Bizim için bir hikaye tamamlanmıştı vicdanen rahatlamıştım ama duygularını düşüncelerini ifade etmek için neden büyük yüksek taşa gerek duyuyorlardı?Neden ortak nokta taş idi? Daha önceki derlemelerimde Aziziye köyünde Ahmet CanHada’larımızı yüksek bir kayanın üstünde çekerdik dediğini hatırlıyorum ama bu konuda Halk Bilim Araştırmacısı AbdurrahimKARADEMİR’deDenizli Çameli bölgesinde Unesco Yaşayan İnsan Hazinesi Hayri Dev,ile yaptığı bir derlemede biz gaydalarımızı, Hada’larımızıdağda gocaman bir taşın oyun taşının üstünde söylerdik dediğini derlemelerinde paylaşmıştı,Halk Bilimci Yaşar KALAFAT’da “Türk kültür coğrafyasında insanların anlaşma yeri, karşılıklı söz verme mekanı olarak seçmişlerdir. İtilafın çözüm ortamı olarak yüksek tepemsi yerlerde kayalık veya büyük bir kaya seçildiğini gösteren bulgulara rastladığını” açıklamaktadır, Kalafat’a göre, Türk kültürlü halkları tepeleri, akar su başlarını, ağaçlık alanları, kutlu kabul etmiştir. Dualar yakarışlar böyle mekanlarda yapılmıştır demektedir.
Gelecek kuşaklar bu türküleri hikayeyi bileceklerdi ama yörede daha ne kadar bilmediğimiz derlenmeyi bekleyen türküler, yaslar, maniler, oyun havaları vardı bunu bilmemiz mümkün değildi, çünkü 05.07.1942 yılında Muzaffer Sarısözen, Halil Bedi Yönetken ve teknisyen Rıza Yetişenin Devriği (Taşyayla) köyüne gelerek 74 yıl önce 4 tane gurbet havası derlediklerini yazılı kaynaklardan öğrenmiştim.
Toplumları Millet yapan öğelerden biride Kültür birliğidir Halk bilimi konusunda zengin bir yörede yaşamakta olduğumuzun mutluluğu ile derlemeyi sizler ile paylaşarak Aytekin ÖZTOP un Notaların yanında bulunan linklerden eserlerine ulaşmanız ümidiyle eserleri ile baş başa bırakarak başka derlemelerde buluşmak üzere hoşça kalın.
HASAN AKIN.
Eserleri notaların yanındaki Linklerin adresleri ile dinleyebilirsiniz.
Eser ADI : Darı Deresi (Anam Gari Ya YaYaYa )
Söz :Aytekin ÖZTOP
Müzik Düzenleme :Aytekin ERSAN
Yeri :Taşyayla Köyü / Bucak / Burdur
Ölçü :9/16 Teke Zortlatması
DARI DERESİ (Anam Gari Ya Ya)
Nota Bilgileri
Eser ADI : Eriklerin Gazeli
Söz Müzik :Aytekin ÖZTOP
Müzik Düzenleme :Aytekin ERSAN
Derleyen : Hasan AKIN-Yusuf PALA
Yeri :Taşyayla Köyü/Bucak/Burdur
Ölçü :Gurbet Havası
Aytekin ÖZTOP, Gülsüm ÖZTOP, Abdullah KORKMAZYusfPALA,AytekinERSAN,Hasan AKIN
Taşyayla Kuşbakışı görünümleri
Aytekin ÖZTOP UN EVİ
Aytekin ÖZTOP-Abdullah Korkmaz
Aytekin Öztop Gülsüm Öztop-Yusuf pala,AytekinErsan,HasanAkın,AytekinÖztop,GülsümÖztop