Baltası Gedik Mahmut Dede; 14.yüzyılın sonlarında ve 15. yüzyılın başlarında Antalya-Elmalı’da yaşamış Abdal Musa Sultan dervişlerindendir. Abdal Musa Sultan’nın kardeşi veya oduncusu olduğu söylenmektedir. Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal ile çağdaş olduğu bilinmektedir. Alevi-Bektaşi Hakk Erenlerden olduğu kesin gibidir. Henüz hakkında kaynaklara yansımış bir bilgi yoktur.
Abdal Musa Sultan Vilayetnamesi’nde rivayet edildiğine göre; Alanya Beyi’nin oğlu Gaybi Bey (Kaygusuz Abdal), bir av sırasında Abdal Musa Sultan dergâhına gelmiş ve Abdal Musa Sultan’dan çok etkilenmiş ve ona mürit (talebe) olmuştur. Alanya Beyi olan babası, oğlu Gaybi Bey’in (Kaygusuz Abdal) Abdal Musa dergâhında zorla tutulduğunu zannetmiştir.
Oğlunu Abdal Musa Sultan’ın elinden kurtarmak için o dönem bağlı olduğu Teke Beyi (Antalya Beyi)’den yardım istemiştir. Bunun üzerine Teke Beyi; ordu kumandanı Kılağası İsa’yı Gaybi Bey’i kurtarması için Elmalı’daki Abdal Musa Sultan’ın üzerine göndermiştir.
Bu haberi alan Abdal Musa Sultan da 300 dervişiyle birlikte onları karşılamaya çıkmıştır. Hıristiyan Teke Beyi ordu kumandanı Kılağası İsa’nın adamlarıyla Abdal Musa dervişleri, o gün Elmalı giriş yeri olan, bu günkü Elmalı Dağı’nın kuzeybatısındaki Baltası Gedik Türbesinin olduğu yerde karşılaşmışlar.
Savaşın en şiddetli anında, Abdal Musa’nın oduncusu Mahmut Dede, Teke Beyi ordu kumandanı Kılağası İsa’nın kafasını baltasıyla vurarak uçurmuştur. Bunun üzerine Teke Beyi ordu kumandanı Kılağası İsa’nın adamları da dağılıp gitmişlerdir.
Bu olaydan sonra Abdal Musa Sultan; “Beni ziyarete gelen önce seni ziyaret etsin, sonra bana gelsin!” diyerek, Baltası Gedik Mahmut dede’yi halife mertebesine yükseltmiş ve savaşın olduğu yere tekesini kurmasını istemiştir. Bunun üzerine Baltası Gedik Mahmut Dede Abdal Musa Sultan’ın talimatı ve desteği doğrultusunda bugün türbesinin olduğu yere tekkesini kurmuş, irşad faaliyetlerini başlamış ve vefat ettikten sonra da tekkeye gömülmüştür.
Baltası Gedik Mahmut Dede Tekkesi, Cumhuriyetin kuruluş yıllarına kadar görevine devam etmiştir. Şimdi tekkeden sadece Türbe ayakta kalabilmiştir. Türbe 2011 yılında da Antalya Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescili yapılmış ve koruma altına alınmıştır.