Çiçek Baba Türbesi, Sarayköy ilçesi, Yukarı Tırkaz köyünün beş-altı kilometre kadar yukarısında, Suçıktı Mevkisi’nde, orman içerisindedir. Bulunduğu bölgenin yayla oturağı olduğu, eskiden türbenin yerinde tekke olduğu söylenmektedir.
Kim olduğu, ne zaman yaşadığı ve nereden geldiği hakkında kaynaklara yansımış bir bilgi yoktur. Fakat halk arasındaki söylenceye göre Horasan’dan geldiği, Tekke köydeki Sultan Sarı Baba’nın kardeşi olduğu, sağlığında çobanlık yaptığı, Alevî-Bektâşî geleneğinden bir derviş olduğuna inanılmaktadır.
Türbe; 450 x 600 santimetre ölçülerinde, dikdörtgen biçimli, ahşap kırma çatılı, Marsilya kiremidi örtülü, tek odalı, sergili, basit bir yapı niteliğindedir. Mimari ve teknik her hangi bir özelliği bulunmayan yapının içinde, kuzey-güney doğrultusunda, 130 x 300 santimetre ölçülerinde bir sanduka bulunmaktadır.
Kapının üzerinde “Son türbeyi yaptıran Denizli Yeğenağa köyünden Hüseyin Balta Aydın, 1983” şeklinde yazı bulunmaktadır. Daha önce normal bir yatır durumunda iken, bazı insanların rüyasına girmesi üzerine, Pamukkale-Yeğenağa (Güzelköy) köyünden Hüseyin Balta Aydın tarafından, üzerine mevcut türbe 1983 yılında yaptırılmıştır. Birisi hemen yanında olmak üzere etrafında çamların altında dört kabir daha görülmektedir.
Türbenin ön tarafında, 2014 tarihinde yapıldığı yazılan üç yemek pişirme bacası, uzunca bir mutfak tezgâhı, birbirinden ayrı iki çeşme, adak kesme sundurması, mutfak malzemesi deposundan oluşan yapılar topluluğu bulunmaktadır. Dağ başında olmasına rağmen bakımlı, temiz ve iyi durumdadır. Yöre halkı tarafından hayır yemeği, adak kesme, dua etme ve ziyaret amaçlı ilgi gösterilen önemli türbelerden biri olduğu görülmektedir.
Çiçek Baba’nın türbesinden bazı geceler, özellikle perşembeyi cumaya bağlayan geceleri, bir nur topunun yükseldiği, gökte yay çizerek bazen Tekke köyündeki Sultan Sarı Baba Türbesi’ne bazı zaman Kumluca köyündeki Karaca Ahmet Sultan Türbesi’ne kimi zaman da Buldan’daki Kumral Dede yatırına indiği söylenmektedir. Erenlerin bu şekilde birbirleri ile haberleştikleri, hatta birbirlerine ziyaret ettiklerine inanılmaktadır. Bu şekilde haberleşmeleri ve birbirlerine gidip gelmelerine çoğu köylü şahit olduğu, hatta günümüzde de görenlerin olduğu söylenmektedir.
Bazı zaman köylüler tarafından, elinde suibriği ile dereden su doldururken, ibrikle abdest alırken, çamların gölgesinde namaz kılarken, ya da çamların içerisinde gezinirken eşkire görüldüğü, rivayet edilmektedir.