Dede Garkın Türbesi; Acıpayam ilçesi, Yeşildere kasabası, Karkın Mahallesi çıkışında, yol kenarındadır. Önceki araştırmalarımızda, Karkın Mahallesi halkından görüştüğümüz bazı kişiler, bu türbenin Ömer Dede türbesi olduğunu söylemişlerdi. Ama iki gün önce Acıpayam ilçesine bağlı olan Yeniköy köyünde yaptığımız bir saha araştırmasında, 1944 doğumlu İbrahim Metinkaya, “Bu türbe “Garkın Dede” türbesidir.
Biz gençlik yıllarımızdan beri bu türbeyi ziyaret eder, niyazda bulunuruz” diyerek türbenin “Garkın Dede Türbesi” olduğunu ifade etmiştir.
Etrafımızda bulunan diğer köylülerde bunu onaylamışlardır. Mahallenin adının “Karkın” mahallesi olduğunu da göz önüne alarak Acıpayam ilçesi, Yeşildere kasabası, Karkın mahallesindeki türbenin “Garkın Dede Türbesi” olması gerektiğini düşünüyoruz ve bu şekilde düzeltiyoruz.
Dede Garkın, Uzun Firdevsi’nin 1400’lü yılların sonunda kaleme aldığı Hacı Bektaş-ı Velî Vilayetnamesi, Elvan Çelebi’nin 1350’li yıllarda kaleme aldığı Menâkıbu’l Kudsiyye ve dede ailelerinin ellerinde bulunan secerenameler gibi bazı eski kaynaklara göre Baba İlyas Horasanî’nin dedesi ve en önemli mürididir.
12. yüzyıllarda Garkın Oymağı ile birlikte Horasan Bölgesinden Anadolu’ya göç etmiş, Malatya-Erzincan Bölgesi’nde yaşamıştır.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin en parlak Sultanlarından olan 1. Alaeddin Keykubad (sultanlık süresi 1220-1237), onun duası kabul olmuş, kerameti zahir olmuş âlim bir zat-ı muhterem olduğunu anlamış ve onunla dost olmuş, bu dostluğun nişanesi olarak da dergâhının etrafındaki 17 köyü ona bağışlamıştır.
Anadolu’nun birçok yerinde mezarı olmakla beraber, esas mezarının Mardin-Viranşehir ilçesi, Dedeköy’de olduğu sanılmaktadır. Ebu’l Vefâ Bağdadî’nin halifelerinden olduğu ama daha sonraki yıllarda Garkın Ocağı Mürşidi olarak kabul edilmeye başlandığı bilinmektedir. Dede Garkın Ocağı talip toplulukları, bütün Anadolu sahasına yayılmış mürşit ocaklarından birisidir.
Anlaşılan odur ki, Dede Garkın Oymağından bir bölümü, Acıpayam ilçesi, Yeşildere Kasabası, Karkın mahallesine yerleşmiş, bu oymağın boy beyi veya ocak dedesi vefat edince mahallenin içerisinde bir mezar yapılmış, üzeri de türbe yapısı ile örtülmüştür. Türbe, günümüzde de yöre halkı tarafından dua etmek, niyazda bulunmak gibi amaçlarla ziyaret edilen kutsal mekânlardan birisidir.
Türbe; 520 x 730 santimetre ölçülerinde, dikdörtgen biçimli, ahşap kırma çatılı, Marsilya kiremitle örtülü, tek gözlü, tuğla yapılı, sergisiz bir yapı niteliğindedir. Mimari ve teknik her hangi bir özelliği bulunmayan yapının içinde doğu-batı doğrultusunda, etrafı iki sıra tuğla ile çevrili, 100 x 250 santimetre ölçülerinde bir kabir bulunmaktadır. Türbenin içerisinde nemden kireç badanası dökülmüş ve bakımsızdır. Önünde, etrafı çevrili, zemini beton kaplı küçük bir bahçe oluşturulmuştur. Tek oda şeklinde yapılmış binada herhangi bir kitabeye rastlanmamıştır.
Sağlık ve esenlikler diliyorum...