Kıymetli arkadaşlarım;
Sizleri yormamak adına, sadece bir günlük olmak üzere, değişik bir konuyu dikkatinizi çekmek için "DENİZLİ’NİN SARNIÇLARI" yazısını sunuyorum. "DENİZLİ'NİN ALPEREN, GAZİDERVİŞ, EREN VE EVLİYALARI" yazılarını yarından itibaren devam edilecektir. Saygılarımla...
DENİZLİ’NİN SARNIÇLARI
Sarnıçlar, su kaynaklarının olmadığı yerlerde, insanların ve hayvanların su ihtiyaçlarını karşılamak üzere, kar ve yağmur sularını biriktirmek amacıyla, özellikle dağlarda, ovalarda ve kervan yolları üzerinde inşa edilmiş tarihî, mimarî, coğrafî ve kültürel değeri olan su yapılarıdır. Bu yapıların önemli bir kısmı Osmanlı döneminde, bir kısmı da Cumhuriyet döneminde yapılmıştır.
Sarnıçlar, ihtiyaç sahiplerine su sağlayan basit su depoları değildir. Sarnıçlar, suyun değerini en iyi anlayan ve anlatan “ab-ı hayat”ın muhafaza edildiği hazine yapılarıdır. Bu hazine yapılarının içerisinde; yörenin mimarî anlayışının ifadesi vardır; suya verilen kutsallık ve önemin ölçüsel değeri vardır; zekât ibadetinin ifasında ulaştığı en cömert ihsanı vardır; yöresel tarihin düştüğü not vardır.
Sarnıçlar, “konar-göçer Türkmen Yörük Kültürü”nün kilometre taşlarıdır. Sarnıçlar, ıssız dağ başlarında uçan ve kaçan hayvan ve haşeratın sebeb-i hayatıdır. Sarnıçlar, kervan yollarından geçen ve göçen yolcuların vuslat umududur.
Ve yine sarnıçlar, ova diplerinde nev-i nebatatın can suyudur. Sarnıçlar, Türk-İslâm Kültürü’nde, daha da ötesi yerleşik yaşama geçen insanlık tarihinde suyun değerini en iyi anlayan ve anlatan su yapılarıdır.
Tanımayan sevmez, sevmeyen sahip çıkmaz, sahip çıkmayan da korumaz.
Bu topraklarda yaşadığımızın nişanesi ve Anadolu’da az sayıda olan milli kültür ürünlerimizin son numunelerinin korunması ve yaşatılması, bu topraklarda hür ve bağımsız yaşama kararlığımızın bir göstergesi, atalarımıza ve şehitlerimize vefa borcumuz, geleceğimize ve çocuklarımıza görevimizdir.
Bu sebepten dolayı dağ başlarında, ova diplerinde ve yol kenarlarında unutulmuş mimarî, tarihî, coğrafî, kültürel ve faydasal kıymeti olan, milli kültürümüzün önemli su yapıları olan sarnıçlarımızı titizlikle ve kıskançlıkla korumamız gerekmektedir.
Yaptığımız araştırmalara göre Tavas’ta 65, Kale’de 3, Beyağaç’ta 5, Çal’da 71, Güney’de 31, Acıpayam’da 5, Çardak’ta 2, Mekezefendi ilçesinde 1 olmak üzere, toplam Denizli’de 183 sarnıç bulunmaktadır.
Bu sarnıçların 100 kadarının mimarî, tarihî, coğrafî ve kültürel açıdan; yine hemen hemen hepsi, yaban hayatı ve faydasal önemi açısından korunması ve yaşatılması gereken su yapılarıdır. Ama tespitlerimize göre sadece 14 tanesi ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından koruma altına alınabilmiştir.
O da sadece kâğıt üzerinde korunmaktadır. Gerçekte hiçbirinin korunduğunu söylememiz mümkün değildir. Özellikle tarihî ve mimarî değeri yüksek olan birçok sarnıcın, yılların verdiği yorgunluk ve ilgisizlikten dolayı ya yıkılmış, ya da yıkılmak üzere olduğu görülmektedir.
(Kaynak: Denizli’nin Sarnıçları, Selvi Yayınları, İbrahim Afatoğlu)