Derviş Yusuf Çobanlar ‘ın (Orhan Baba); Tavasın ilçesi, Aydoğdu köyünden Hasan Hüseyin Oğlu Yusuf Çobanlar olduğu, sandukanın başındaki mezar taşına göre, Hicri 1286 (Miladi 1870) tarihinde doğduğu ve Yine Hicri 1301 (Miladi 1885) tarihinde vefat ettiği belirtilmektedir. Kabrin başı ve ayakucunda orijinal şahideleri mevcut durumdadır. Türbe; Kızılcabölük beldesinin Bağarası muhitinde Çatalarmut mevkisinde, Orhanbaba Camisi bahçesindedir.
Güncel yapı teknikleri ve malzemeleri kullanılarak yapılan türbe; 290 x 440 santimetre ölçülerinde, dikdörtgen biçimli, çelik çatılı, ahşap üstüne shinkle malzeme örtülü, tek gözlü, tuğla yapılı, sergili bir yapı niteliğindedir ve tavanı yoktur.
Mimari ve teknik her hangi bir özelliği bulunmayan yapının duvarları sıvalı, zemin ve iç duvarı sanduka yüksekliğine kadar fayans döşeli, çatıya kadar sarı boyalı, dış cephe de sıvalı ve açık mavi boyalıdır. Süsleme sanatı olmayan binanın içerisinde 100 x 250 santimetre ölçülerinde bir kabir vardır. Tek gözlü türbe binasının duvar kalınlığı 25 santimetredir, oldukça küçük, bakımlı ve yeni bir yapıdır.
Derviş Yusuf Çobanlar’ın; Tavas ilçesi, Aydoğdu köyünde çobanlıkla geçimini sağlayan Hasan Hüseyin Efendi’nin Mehmet, Hüsem, İbrahim, Ahmet, Hüseyin ve Yusuf adındaki altı oğlan, Çapıt Ayşe ve Fatma adındaki iki kız olmak üzere sekiz evladından biri olduğu rivayet edilmektedir.
Aydoğdu köyünde yaşarken askere gittiği, çeşitli cephelerde savaşarak kahramanlıklar gösterdiği, Balkan Harbi’nin bitiminde terhis olduğu anlatılmaktadır. Silah arkadaşları ile birlikte memlekete dönüş yolunda, Tavas ilçesi, Kızılcabölük beldesi yakınlarında bir kahvehanede yorgunluk gidermişler. Fakat Derviş Yusuf burada hastalanmış ve Hakk’a yürümüş.
Silah ve yol arkadaşları, bu kadar badireyi atlattıktan sonra baba ocağına o kadar yakın bir yerde hakkın rahmetine kavuşmasını çok üzülmüşler. Hiç olmazsa aziz bedenini baba ocağına kavuşturmak için bir sedyeye koymuşlar, Tavas’a doğru yürümüşler.
O sırada Çatalarmut mevkisinde, bağ evinde mukim olan bir pir-i fani hatun kişinin rüyasına, Allah dostu ermiş bir kişi girmiş ve “Sana doğru bir misafir geliyor, kalk ve onu karşıla!” diye seslenmiş. Hatun kişi, Allah dostunun dediği gibi yola çıkmış ve cenazeyi karşılamış.
Gördüğü rüyayı, mevtanın yol ve silah arkadaşlarına anlatmış. Pir-i fani hatun kişinin samimiyeti ve görülen rüyanın rahmani olduğuna kanaat getiren arkadaşları, silah arkadaşları olan Derviş Yusuf’u hatun kişinin bahçesine, bugünkü yere defnetmişler. O günden beri kahraman gazi, bu küçük türbede yatmaktadır. Yodan geçenler ve camide namaz kılanlar bir fatiha, üç ihlas okuyarak Derviş Yusuf Çobanlar’ın aziz ruhuna hediye etmektedir.