Şu günlerde çok büyük zorluklar yaşıyoruz. Çaresizlik ve öfke bizi burnumuzdan solumaya sevkediyor. Bir şeyler yapmaya çabalıyoruz ama, her şey kursaklarımızda kalıyor. Ocak ayı ile birlikte düzeni bozulan ekonominin zalim çarkları içinde, hızla yükselen enflasyon ve liranın değerinin düşmesi ile üst üste gelen zamlarla büyük bir yıkım, çaresizlik yaşıyoruz. Halkımız “bizi kıskanan Avrupa’nın” “maaşlarına değil de”, alım standartlarına ulaştı. Yani 4250 Tl. asgari ücret alan Türk çalışanı, 1500 (Türk parası ile değeri 15 lira olan)Euro aylık alan Avrupalı işçi ile aynı kaderi paylaşıyor.
Her şeyi anlıyorum da, sosyal güvenceler ile halkı ayakta tutmaya çalışan bir iktidarın, halkın en temel hakkı olan elektrik ve ısınma için doğal gaz faturalarına “dünya gerçeklerinde fiyatları değişmezken”; birden bire yüzde 150’leri bulan fahiş zamlar yapmasını, ardından da “müjde veriyor gibi” faturalarda düzenleme yapma çalışmasına gitmesini anlamıyorum.
Bu ülkede 10 milyon ailenin yoksulluk sınırı içinde yaşadığı istatistiklere yansımış durumda. Bu insanlar çok cüzi sosyal yardımlar ve hayırseverlerin yardımları ile hayatlarını idame ettiriyorlar. Kimisi 750 lira ihtiyarlık maaşı, kimisi engelli maaşı, kimisi de düşük sosyal yardım paraları ile geçiniyorlar. Başka gelirleri olmadığı için, bir yandan hayat pahalılığı Cumhuriyet tarihinin en büyük enflasyon ve fiyat yükselmesi ile pazara bile gidemezken, bu kez de elektrik ve doğalgaz faturaları ile ne yapacağını şaşırdı.
Basından öğrendiğimiz kadarı ile elektrik üretim fiyatları zamlanmadı. Yani İktidar elektrik dağıtım şirketlerine 32 kuruştan elektrik veriyor. Yine, doğalgaz fiyatları da anlaşmalardan doğan şartlar ile eskiden nasıl alıyorsak, öyle alınıyor. Yani ona da zam gelmedi. Ama stok yapılmadığından ve döviz bazındaki yükselmeler doğal gazı zamdan kaçınılmaz hale getirdi.
Peki bunda suçlu kim? Döviz, enflasyon, fiyatlardaki istikrarsızlık kimin suçu?
Dünya üzerindeki global enflasyon yüzde 5 ile yüzde 7 arasında gelip giderken, Türkiye’deki enflasyon ve hayat pahalılığı neden yüzde 82 ile yüzde 146 arasında yükseldi? Niçin gıda sektöründeki fiyatlar durulmuyor?
Türkiye’de halkın en çok kullandığı maddeler ve alanlar her zaman zamlara maruz kalmıştır. Mazot, Benzin, Elektrik, ısınma yakıtları zammın odak noktası olmuştur. Ne zaman iktidar sıkışsa bu ürünlere zam yapıyor. Çünkü en kolay zam yolu budur.
Bu zammı yapan iktidar mı? Evet.
O zaman, zamları kaldırmak yerine ne diye çeşitli formüller aramaya başlar? Anlamak mümkün değil. Gerçi, memur, işçi ve emeklilere enflasyondan kaynaklanan mecburi ve kanuni zammı bile “müjde” diyerek açıklayan bir iktidardan başka bir şey beklemiyorum doğrusu…
Allah sonumuzu hayr eylesin…